Kendini bilmek; sözlüklerde aklı ve muhakemesi yerinde olmak, vali olmak, ağırbaşlı olmak, kendini ve çevresinin bilincinde olma durum ve onuruna yakışacak biçimde davranmak gibi anlamlara gelir. Bunun yanı sıra kendini bilmek aklî melekesi yerinde olmak, nerede nasıl davranacağını ne yaptığını bilmek, kendisinin ne olduğunu idrak etmek hakikatine erişmek olarak tanımlanır.
Kendini bilmek, makul olmak ve haddini bilmek olarak anlatılır. Kendi özelliklerini bilmek, kendi sınırlarını bilme, kendisi ile ilgili bilgi sahibi olma gibi anlamlara da gelir.
Yunus Emre'nin,
“İlim ilim bilmektir,
İlim kendin bilmektir,
Sen kendini bilmezsen,
Ya nice okumaktır” sözleri bu konuda bize ipuçları verir. Yunus Emre, kişinin ilim sahibi olmasının ilk basamağının “Kendini bilmek” olduğunu , bu olmadan ilim sahibi olunmasının anlamsız olduğunu net bir şekilde ifade etmiş.
Kendini bilmek psikolojide zekâ eğitiminin bir basamağı olarak farkındalığa denk gelir. Buna “öz bilinç” de diyebiliriz. Öz bilinçten sonra “öz denetim” gelir ki burada kişi kendini ve davranışlarını akıl süzgecinden geçirerek yönetebilir.
Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Pozitif psikolojide kendini bilme kavramına yüklenen anlamda kendini bilmek kavramının kendini kontrol etmek ve kendini yönetebilme becerisi kazanmak için ön basamak ve ön şart olarak sunulduğunu” belirtmiştir.
Tüm bu açıklamalar eşliğinde sürekli bir farkındalıktan söz edilmekte olduğunu ve bütüncül olarak incelendiğinde kendini bilme kavramının hem bilinç yönünden hem de davranış yönünden bazı özellikler taşıdığını görmekteyiz. Yani insanın “Kendini bilen” vasfını taşıması için kendinin ve çevresinin bilincinde olması ve doğruyu/ yanlışı muhakeme edebilme özelliğinin olması gerekmektedir. Bunun yanında kendini bilen insanın doğru davranışlarda bulunması kendi sınırlarını ve haddini bilmesi; ağırbaşlı ve doğru tespitlerde bulunması gerekmektedir.
Kendini bilmeyi felsefi açıdan değerlendirenler, insanın bir hedefe ulaşması için yola çıkmadan önce süreci daha kaliteli yaşaması ve kendisi ile ilgili bilgi sahibi olması gerektiği düşüncesinden yola çıkarak tanımlar. Hem hedef hem de hedefe giden ilk basamak olarak derin ve metaforik bir anlam sergiler ve bu anlamda insanın kendisini bilmeye çalışırken hangi araçları kullanacağı da önem kazanır.
Kendini bilmek, kendi ile ilgili bilgi sahibi olmak, elde edilen bu veri ile atılacak adımları kendi sınırlarını bilerek daha sağlıklı atmak anlamına da gelir. Hangi olayda nasıl tepki verdiğini algısal ve duygusal yapısı bakımından değerlendirip doğru bir şekilde analiz etmek, kişinin davranış bakımından kendi idealini tespit etmesi ve hayata geçirmesini kolaylaştırır.
İşte biz de kendini bilme sürecinde;
- İnsanı etkileyen faktörleri,
- Tetiklendiği olayları nasıl algıladığını,
- Bu algının doğru ya da yanlış oluşunu,
- İradesi ile tercihleri ve bunların doğurabileceği sonuçları
- Sonuçların hangi duyguya sebep olduğunu, bu duygunun hangi tepki ve davranışa dönüşebildiğini
- Sünnetullâh’ın işleyişi sürecini derslerimizde vermeye çalışıyoruz.
Kendini bilmek, hem insanın ulaşacağı hedefe, huzura ve imana; hem de dünyevi yaşantısındaki yaşam sürecini kaliteli hale getirme sürecini hızlandırır. Bu açıdan insan yaşamını sorgulayan bir birey olarak yaşamını daha anlamlı hale getirir.
Kendilik Bilinci Okulu, erdemleri, iyi ve kötü kavramı ile mutluluk kavramını, insanın ahlaklı bir yaşam sürmesini ve marifeti bütün ayrıntıları ile kapsayan bir çatıdır. Genel olarak düşünüldüğünde “Kendini bilmek” kavramı, insanın erdemli yaşayıp yaşamadığını, hedeflerinin doğru olup olmadığını sorgular. Buradan hareketle kendini bilmek, insanın daha anlamlı, iyi hizmet eder şekilde yaşamasının önünü açar ve bizleri bir iman esası çatısı altında toplar.
Böylelikle kendilik bilinci dersleri, ahlaki anlamda insanın üstün bir varlık olma özelliğini ortaya çıkarmaya çalışır.