Hayat bu.
Bazen inmek istediğin bir arabada sadece “ayıp olur” kaygısıyla bekleyip trafiğe maruz kalmak gibi.İlahi bir mesaj olsa gerek, bir sınav hatta. Sonunda ne olduğunu bilmediğimiz bir yolculuktur bu. Fakat mahsur kaldıysanız ve “eliniz kolunuz bağlıysa” sürece olabildiğince olumlu düşünerek teslim olmaktan başka yol yoktur.
Hayatımıza dair beklentilerimizi şöyle bir gözden geçirdiğimizde “İhtiyaçlar hiyerarşimizin” bir tür zirvesine ulaşılması güç bir “Nemrut” piramidine dönüştüğünü görmemiz olasıdır.
Kabul edemediğimiz, bizi zorlayan duygu, düşünce ve davranışlarımızı kendimize uygun gelen bir amaç için kullanmak bencilliğin bir başka yönüdür.
Bazen bir şeyi çok isteriz. Mesela AŞK’ı
Suya erişimin mümkün olamadığı bir diyarda kuyu açmak, ne güzel bir dua kapısıdır değil mi?
Hayat çok hızlı akıyor.
Geçenlerde bir video izledim sosyal medyada. Sürekli konuştuğumuz ve etrafında dolaştığımız bir mevzuda beni aydınlattı.
Alışkanlıklar hayatımız boyunca var olacak, düzenli ve sürekli bir biçimde kendini gösterecek. Asıl mesele düşünce ve niyetlerimizin saflığını ölçebilecek gücü kendimizde bulabilmektir.