GİRİŞ

Kendilik Bilinci

Gözlem / İlim / Şahitlik

Uğur Canbolat Yazıları

RİYA SARHOŞLUĞU

AHLÂK-I HASENE erleri kendilerini riya sarhoşluğuna teslim etmeyenler arasından çıkarlar.
Kişi kendini bir defa gösteriş sarhoşluğuna kaptırdığında onun ayılmasının güç olduğunu bildiklerinden bu hususta aşırı hassas davranırlar.

FAYDA BARINDIRMAYAN YORUMLARIN PEŞİNE DÜŞMEK

AHLÂK-I HASENE erleri, fayda barındırmayan yorumların peşine düşmeyen kişilerin arasından çıkarlar.
Onlar hayat sermayesinin kıymetini bilmeyi yaşama prensibi haline getirdiklerinden kendilerini oyalayacak, yokuşa sürecek, yanlış mecralara sürükleyecek çürük yorumların peşine düşmezler.

YÖNLENDİRİLMİŞ AKIL

AHLÂKI HASENE erleri, yönlendirilmiş bir akıl ile hareket etmezler.
Bu onlar için kendilerine verilmiş olan vahyi anlama ve hayatı anlamlandırma özelliği taşıyan en büyük ihsanı kullanmamak anlamına gelir. 

BEĞENDİĞİNİ ALLAH BEĞENİYOR MU?

AHLÂK-I HASENE erleri, beğendiklerini Allah’ın beğendikleri üzerinden belirleyen insanlar arasından çıkar. Onlar kendi kişilik yapıları, eğitildikleri ortam, içinde bulundukları duygu durumlara göre belirlemezler. Allah’ın rızasının olduğu duygu ve düşünceleri tercih ederek iş ve işlemlerini tesis ederler.

ADANMIŞLIK AHLÂKI

Rabbimizin merhametinin bir gereği olarak insanlığa lütfettiği elçilerinin azim gayretleri üzerinden bu meseleyi düşünerek akıl ve gönül dünyasında perçinlerler.

AMEL AMAÇLI YAŞAM

AHLÂK-I HASENE erleri gayretini söylemlere değil amel amaçlı yaşamaya yöneltenler arasından çıkarlar. Onlar kendilerini sadece ses çıkarıp bal yapmayan arılara benzetmemek için çabalarlar.

KALABALIK YALNIZLIK VE ZAMAN TUFANI

AHLÂK-I HASENE erleri, kalabalık yalnızlık ve zaman tufanı konusunu anlayıp içselleştirmiş kişilerin arasından çıkarlar. Onlar gönlü daraltan, insanın ruhunu kalabalıklaştırıp Allah’ın vahyine tam bir saflıkla yönelmesine mâni olan durumlardan şiddetle kaçarlar.

YOKLUK VE KAHIR

AHLÂK-I HASENE erleri kahrın itibarı ve yokluğun incitici oluşu hususunda kafa yoranlar arasından çıkarlar. Yaratılışın ve varlığın mükemmeliyeti üzerinden yüce yaratıcı ile sağlam bir bağ kurmak emelindedirler. Bu sebeple Allah ile insanın ilişkisinin nasıl sağlam olduğu ve yine insan Allah ilişkisinin nasıl olması gerektiği hususunda ciddidirler.

İSNAT DEĞİL İSPAT

AHLÂK-I HASENE erleri, isnat değil ispat ehlinin arasından çıkarlar.
Onlar kendi kabahatlerini başkalarının yönlendirmelerine isnat etmezler tersine kendilerinin kusurlarıyla yüzleşerek onların üstesinden gelerek imanî duruşlarını ispat ederler.
 

HAYAT KUR’AN İLE ANLAŞILIR

AHLÂK-I HASENE erleri hayatın tüm karmaşıklığının Kur’an-ı Kerim ile çözümleneceğine inan kişiler arasından çıkarlar. Çünkü bilirler ki, vahyin hamili olan Fahr-i Kâinat Efendimiz hayatın tüm problemlerini Kur’an ile çözümlemiştir. Her türlü yaraya O’nunla neşter atmıştır.

KENDİ MÂNÂ GEMİSİNİ İNŞA ETMEK

AHLÂK-I HASENE erleri kendi hakikatini inşa edebilenler arasından çıkarlar.
Geminin bilinmediği bir coğrafyada Rabbimizden gemi inşa etme emrini alan Hazreti Nuh’un çevrenin
tüm aşağılamasına, alaylarına, dalga geçmelerine ve laf sokmalarına hiç aldırmadan tam bir güven
içinde emre uyması gibi güzel ahlak yolcuları da bu yolu izlerler.

KALBİN HUZURU: HUŞÛ

AHLÂK-I HASENE erleri kendilerini dünya sevgi bağından kopararak kalbin huzuru olan huşûya niyet edip bunu gerçekleştirenlerin arasından çıkarlar.
Onlar tevazunun getirdiği kalbî sekinenin talibidirler. Şatafata iltifat etmezler.

YÖRÜNGEDE SABİTLENMEK

AHLÂK-I HASENE erleri yörüngesini sabitlemiş ve bunda karar kılmış insanlar arasından çıkarlar.
Onlar duygu durumlarına, içinde bulundukları olumlu veya olumsuz şartlara, nefsani ve şeytani çekimlere göre istikamet değiştirmezler. Rüzgârla birlikte savrulmazlar. 
Çıkarlarına uygun yönelimler göstermezler. 

BATIL HAKKA KARIŞAMAZ

AHLÂK-I HASENE erleri hak ile batılı birbirinden tefrik edebilmiş insanlar arasından çıkarlar. Bu iki kavram onlar için iki ayrı damar gibidir. Karışmazlar. Karışamazlar.

DOĞRU BİLGİLERİ İŞLEME KOYMAK

Bilgili olmanın hazzını ve kendisine getirdiği şerefli itibarı gördükçe bu yolda ilerler.
Zamanla küçük bile olsa çevresi genişler. 
Elde ettiği sosyal doyumu muhafaza etmek hatta geliştirmek için buna vakit ayırır.
Açısını yeni öğrendiği bilgilerle geliştirir. Söylemi değişir, ifadeleri netlik kazanır. Muhayyilesi zenginleşir.