HAMD EDİLMEYECEK İŞLER YAPMAMALISIN
HAMD EDİLMEYECEK İŞLER YAPMAMALISIN
UĞUR CANBOLAT
AHLÂK-I HASENE erleri, daima hamd edilecek eylemlerin faili olanların arasından çıkarlar. Kendilerine verilmiş olan ömür sermayesini nasıl harcayacakları hususunda yüksek bir şuura ulaşan bu kişiler bu titizliklerini hiç elden bırakmazlar. Ellerinden ve gönüllerinden hiç düşürmedikleri Kur’an-ı Kerim’in hamdi içeren Sûre-i Fatiha ile başlayıp münafıklara önemli ölçüde yer bulan Bakara Sûresindeki mesajları içselleştirdiklerinden bu konuda mühim bir dikkate sahiptirler.
Güzel ahlak yolcularının idraki açısından Rabbimiz yaratıcımızdır. Hayat sebebimizdir. Rızıklandırandır.
Tüm nimetlerini etrafımızda perverde edendir. Hayatı ve ölümü yaratandır. Bize Kendisini tanıyıp inanma nimeti bahşedendir. Bunun kolaylaşması için “Mübin” olan vahyi Nebileri yoluyla gönderip tebliğ ve temsil ettirendir.
Yüksek erdem yolcuları burada ifade edip sayamayacağımız daha nice ihsanları sebebiyle Rabbimizi her daim takdir ederler. Şükür üzere olurlar. Hamd ehlidirler. Daima senâ ederler. Bu, onlar açısından yaratıcı ve yaşatıcımıza olan hakkın yerine getirilmesidir. Kulluğun ana damarıdır. Onlar bilirler ki, her türlü mutlak medih Rabbimizedir. Kayıtsız ve şartsız senâ O’nadır. Ezelden ebede kadar tüm övgüler yalnız O’na mahsustur. Şükretmeye ve hamd etmeye layık olan mutlak ihsan, kemâl ve cemal O’na aittir.
Ahlâkı- hasene erlerinin en temel vasıflarından birisi de şükür ve hamd konusunda yüksek bir bilince sahip olmalarının yanı sıra hamd edilmeyecek eylemlerin içinde olmama özenleridir. Bundan yılandan çıyandan kaçar gibi kaçarlar. Semtine bile uğramazlar ve onları da yanlarına yörelerine yaklaştırmazlar.
Başkalarının arkasından konuşup gıybet kazanını kaynattıktan sonra fiilen “Ne güzel yaptım elhamdülillah” duygusuna girmezler. Vahiyde karşılığını bulup buna göre davranırlar. Yalanın şeytanın imzası olduğunu bildiklerinden her türlüsünden kaçınırlar. Değişik cazip isimlerle tasnif edip allayıp pullayarak aralık kapı oluşturmazlar. Hamd edilmeyecek bir davranış olan kötü zandan sakınırlar.
Başkalarının günahlarını öğrenme merakı taşımazlar. Kusur casusu olmaya meyletmezler. Başkalarının zihninde soru işareti oluşturabilecek her türlü yanlış anlamaya mâni olacak açıklıkta davranırlar. Yine şükredilemeyecek bir eylem olan başkalarının sahip oldukları şeyleri çekememe anlamına gelen hasede imkân tanımazlar. Kimsenin ailesine, eşine, çoluğuna, çocuğuna veya başka güzel meziyetlerine göz dikmezler. Hamd edilmeyecek, şeytanın en sevdiği günah olan kibre yönelmezler.
Narsistik davranışlardan ellerini yıkarlar. Öfke, kin, dedikodu, tuzak kurma gibi kendi insanlık haysiyetini rencide edecek fiillere tevessül etmezler.
Yüksek erdem yolcuları için cimrilik yine hamd edilemeyecek bir özelliktir. Varsa üzerlerinde hemen cömertlikle takas ederler. Bilgisiyle, görgüsüyle, soyu ve sopuyla, memleketiyle, meşrebiyle övünme bahtsızlığına düşmedikleri gibi başkalarını hor ve hakir görme, lakap takma, alaya alma, yüzüne övücü sözler söylediği halde arkasından tam tersini yapma gibi şükrü yapılamayacak yüz kızartıcı ve gönül burkucu işlere yüz vermezler. Güzel ahlak erleri nemime denilen söz götürme ve laf taşıma gibi hamallıklardan uzaktırlar zira bunlar için de hamd edilemez.
Ey hakikat yolunun hamd edilemeyecek iş ve işlemlerden uzak durmak isteyen yolsusu!
Sen de eğer güzel ahlak yolcuları gibi kalbin ile ilerlemek istiyorsan eylemlerini gözden geçirmelisin.
Şükredemeyeceğin, gerçekleştirdikten sonra Allah’a hamd edemeyeceğin günah ve kusurların bir listesini yapmalısın. Teker teker üzerinde çalışıp üstünü çizmeye muvaffak olmalısın. Kendini beğenme hastalığı, gururlanma belası, gösteriş budalalığı, başkalarındaki ihsanları kıskanıp haset etme gibi budalalıklara düşmüşsen acilen çözüm üretmelisin. Zamanını, bilgini, imanını ve ikrarını bunlarla israf etmemelisin. Dilini korumanın kalbini koruma isteğinin ilk basamağı olduğunu bilmelisin. Kimseye üstten bakmamalısın. Aldatmanın, kandırmanın, herkese farklı bir yüz göstermenin, başkalarını ipe dolamanın her türlüsünden kendini çözmelisin. Vesile olduğun güzellikleri başa kakmamalısın. Mal sevgisi, kesret belası, hırs, inat, iftira, zulüm gibi ne kadar hamd edilemeyecek kötü duygu, düşünce ve tutum varsa hepsinden uzaklaşmalısın. Hamd edemeyeceğin eylemlerin hesabını vermenin zor olacağını bir an bile aklından çıkarmamalısın. Güzel ahlakın talibiysen şükre ve hamde de talipsin demektir.
Hem mümin hem de hamd edilemeyecek eylemlerin aynı anda faili olamayacağını kabul etmelisin.
Yorumlar