DOĞRULARIN ÇOKLUĞU

DOĞRULARIN ÇOKLUĞU
UĞUR CANBOLAT

AHLÂK-I HASENE erleri doğrularını çoğaltma uğraşı verenlerin arasından çıkarlar.
Muhasebe ehli olduklarından sürekli kendilerini kantarda görürler ve daima kalbî bir uyanıklığı hedeflerler.
Her insanda az çok olabilen vurdumduymaz kişiliklerinden çıkma eylemleri bitmez, süreklidir. 
Zira şeytan ve nefis kişiyi mütemadiyen kendisinin oluşturduğu, hoşa giden konfor alanına çekmeye çalışır. 
Aldatıcı ve çeldirici sunumlar yapar. 
Bunu ilgili kişinin kişiliğini, beğenilerini, hülyalarını hatta korku ve endişelerini dikkate alarak yapar.
Yani herkese uygun çok senekli paketler hazırlar.
Bu çalışma tarzının farkında olduklarından güzel ahlak insanları kendilerini rehavete bırakmazlar.
Tembelliğin kollarına atmazlar.
Geldiği gibi yaşarım” ilkesizliğine rağbet etmezler.
Hayat önüme neyi çıkarırsa kabulüm” gibi bir kolaylığın pençesine takılmazlar.
Onlar hem artılarını bilirler hem de eksilerinin idrakindedirler.
Güçlü yanlarını bildikleri kadar zayıf taraflarının da farkındadırlar.
Onlar kendileri için bir nevi “Fırsat ve risk haritası” oluşturabilen kişilerdir. 
Yani bir “Eylem planları” vardır.
Tüm davranışlarını belirledikleri bu haritaya uygun olarak gerçekleştirirler.
Bu hassas yaklaşım onlara doğrularını çoğaltma imkânları sunar.
Sadece isabet ettikleri fiilleri değil yaşadıkları isabetsizliklerini de ciddiye alırlar.
Üstünü kapatmazlar.
Halının altına süpürmezler.
Murakabeyi asla elden bırakmazlar.
Onların bu ince tutumu yani isabetsizliklerine sahih yaklaşımları onlara doğrularını arttırma kapılarını aralar.
Ey hakikat yolunun doğrularını çoğaltmayı hedeflemiş sahih yolcusu!
Kendini kandırma.
Sadece iyiliklerine odaklanmayı yeterli görme.
Yanlışlarına da eğilmelisin. 
Ki, onları düzeltip doğruyu yerine ikame edebilesin.
Güzel ahlak yolcuları daima bu uyanıklığı tercih ederler.
Eğer sende yüksek erdemler yolculuğuna çıkanların arasında yer bulmak istiyorsan yanlışını azaltıp doğrularını çoğaltma meselesinde ciddi olmalısın.
Sahih olmalısın.
Uzun olan bu yolculukta yılgınlığa düşerek ipin ucunu kaçıranlardan olmamalısın.
O vakit ne yapıp edip isabet oranlarını arttırmalısın.
Tutturamadığın hedefler seni üzüp kahretmesi yerine azmini bileylemeli.
Gayretini yükseltmeli.
Unutma ki, şeytan öncelikle günahı süslü gösterip işlettikten sonra sana “Ben öldüm, bittim, benden adam olmaz, kalbim bozuldu” gibi pek çok sana ait olmayan düşünceleri kabul ettirip söyleterek düştüğün kuyudan çıkamayacağın vehmine sürüklemek ister.
Bu tuzağa düşmediğin ve ruhunu diri tuttuğun sürece her isabet edemeyişin, isabet edebilme katsayını attıracak seni başarmaya yöneltecektir.
Bu azimli mücadelen doğrularını çoğaltmakla neticelenecektir.
Zaferle son bulacaktır.
Yeter ki, ümitsizlik zehrini içme, endişe ve korku katranıyla kalbini karartma.

Yazıyı Beğen :     1
Paylaş :