HAKKINI VERMEK

HAKKINI VERMEK
UĞUR CANBOLAT

GÜZEL ahlak yolcularının asla kenara koyamayacakları prensiplerden birisi hakkını vermektir.
Evrenlerin dengesi bunun üzerine kuruludur.
Bu mesele savsaklandığı zaman geriye kalan her şey bozulur ve kısa bir süre sonra da kokuşmaya başlar.
Dünyanın terazisi adalettir.
Ve çok hassas tartar.
Adaletin yani hakkın kişiye göre değişkenlik gösterdiği düşünülemez.
Evrenseldir.
Doğuştan insan olmaklığımızla birebir alakalıdır.
Ey hak yolunun hakikatli yolcusu!
Hakkını vermek mevzusunu bir kere daha derinden ve etraflıca düşünmelisin.
Eğer ahlâk-ı hasene yolunda yürümeyi düşünüyorsan bu ilke senin için vazgeçilmez olmalıdır.
Evvela seni yaratan Allah’ın hakkı üzerinde düşünmelisin.
Bu senin kıbleni belirleyecektir.
Yönünü, yüzünü nereye döndüğünü ortaya koyacaktır.
Allah’ın hakkını görüp gözetmek elbette onun kullarının hatta tüm yarattıklarının hakkını gözetip kollamakla mümkündür.
Yerli yerinde, gereğince yaşamak için kulluğun hakkını vermelisin.
Buna ulaşmak ve yerine getirmek için sorumlu tutulduğun ve misakını verdiğin kitabın yani Kur’an-ı Kerim’in hakkını vermelisin.
Senden anlaşılmayı ve uygulanmayı bekleyen bu kitabın hakkını vermeden haktan, hukuktan bahsediyor olmayan ne kadar da beyhude.
Ne kadar da acınası.
Sana İlahî mesajı ulaştıran Nebi’nin hakkı üzerinde ne kadar düşündün peki?
Onun mübarek örnekliği hususu yaşadığın günün ne kadarında kalbini meşgul ediyor acaba?
Allah’a iman etmenin, O’nun gönderdiği vahyin ve bu vahyi insanlığa taşıyan Sevgili Peygamberimizin bizler üzerindeki hakkını düşünmeden bu konudan bahsedemeyiz.
Mü’min olmanın hakkı nedir mesela?
Ümmet olmanın hakkı veya…
İnsan olmanın üzerine yüklediği haklar konusu örneğin.
Baba olmanın, anne olmanın, eş olmanın, evlat olmanın hakkını ne kadar yerine getirebiliyorsun?
Güzel ahlaktan bahis açacaksan eğer bunları bihakkın ifa etmelisin ama yeterli değil.
Kalbinin hakkını gözetmelisin.
Aklının hakkını unutmamalısın.
İkrarının, sadakatinin hakkını hatırda tutmalısın.
Çalışan olmanın hakkı olduğu gibi çalıştıran olmanın da üzerine yüklediği haklar vardır.
Aynı şekilde dost olmanın, yâren olmanın, arkadaş olmanın hakkı vardır.
Erdemli olmak nutuk atmakla sınırlı değildir.
Yazıp çizmekle, konuşmakla sınırlanamaz.
Hayatın tümünü kapsama alanına almalıdır.
Varlığın hakkı infak ise yokluğun hakkı aktif sabırdır. Çalışmak, çabalamaktır.
Gecenin hakkı yok sayılabilir mi?
Ya gündüzün?
Güneşin, rüzgârın, baharın, kışın, yazın…
Güzel ahlak bize tüm bunları bilinç seviyesine taşımamızı ve insanlığın hakkını vermemizi öngörür.
Cehaletin bile hakkı vardır üzerimizde.
Ki, o da öğrenmektir.

Yazıyı Beğen :     0
Paylaş :