TERS LALE

SEVGİ KELEŞER

Mezopotamya kültüründe masumiyetin sembolüdür ters lale . Toprağa dönmüş yüzüyle ne mütevazi ne asildir.
Bir arkadaşım anlatmıştı; Mimar Sinan, Kanuni Sultan Süleyman'ın kızı Mihrimah Sultan'a çok aşıkmış. Aşkını dile getiremediği için boynu bükük kalmış ve en muhteşem eseri olan Selimiye Camisi’nin girişinde sütuna ters lale sembolünü işlemiş. Sanırım razı oluşun da sembolü.
Aşık Veysel’de kendisini terk eden karısına şu dörtlükte duygularını dile getirmiş;
Lale der ki; be hey Tanrı !
Benim boynum neden eğri ?
Yârdan ayrı düştüm gayrı 
Benden âlâ çiçek var mı?
Ters laleyi sevmem boşuna değilmiş.
İnsan yaşadıklarının değil yaşayamadıklarının pişmanlığını yaşar.
Her bir duygumun içinden hissede hissede geçtim.
Yana yana geçtim.
Saklanmadan kaçmadan geçtim.
Sonunda anladım ki mesele yanmak değilmiş.
Zaten yanacakmışsın.
Mesele nasıl yandığınmış.
İnsan yanmaya başlayınca bir hâle giriyor çünkü.
Yanmaya tahammül de razı oluştur, sabırdır, ibadettir.
Yanınca hatırlamaya başlıyorsun. Hatırlayınca açığa çıkıyor ilahi olan. İçimizde kayıtlı olan…
Ben hiç günah işlemem , temizim, günahsızım diyenleredir sözüm.
Sahraya düşen damla ummanı nerden bilsin? (Sunullah Gaybi)
Sevgi yle
*Resim: A rose, a tulip, insects, and a shell on a ledge  Balthasar van der Ast (Dutch, 1593-1657)

Yazıyı Beğen :     1
Paylaş :