GÖKTEN NE GELİYORSA, YERDE O OLUYOR

GÖKTEN NE GELİYORSA, YERDE O OLUYOR.
SEVGİ KELEŞER

Herkesin dilinde bir “Güneş Tutulması” dır gidiyor.
Hem hoşuma gidiyor, hem de çok gülüyorum.
Bu aralar tutulmalar, kare açılar, Yerlerden gelen Mars dengesi derken şakulümüzden biraz kaymış olabiliriz, denge halimizden sapmalar yaşamış olabiliriz.
Şşşt ! Sakin !  Bunlar da hayata dahil !
Her birimiz potansiyellerle geldik bu aleme. Bu potansiyellerimizin açığa çıkması ve görünür hale gelmesi, içsel değişimlerimiz ve gelişimlerimiz ile gerçekleşir. Zaten bu değişim durdurulamaz. 
Kişinin, değişimin ardından bıraktıklarını görebildiği ve bunları sorguladığı, gözlemlediği nokta, yani iç gözlem yapmaya başladığı nokta, farkındalığın başladığı noktadır.
Farkındalık başlasa da kimi zaman yüzleşmeler ağır gelir. Çünkü yüzleşmeler cesaret ister!  Farkındalıklarımızı sınırlandırmaya, kısıtlama yoluna gitmeyi tercih edebiliriz.
Çünkü konfor alanlarımız, bizim rahat hissettiğimiz, güvenlikli alanlarımızdır. Konfor alanlarımızdan çıkmak için, önce rahatımızın bozulması gerekir. 
İşte tam bu noktada, 25 Ekim Güneş tutulması, beni çok uzun yıllar öncesinde hapsettiğim ve acısını yaşamadığım, üzüldüğüm ama gözyaşını dökemediğim bir enerji alanının farkındalığına götürdü.
Enerji yok sayılmamak ister, görülmek ve serbest bırakılmak ister. 
O enerjiyi hapsetmeme sebep olan korkuyu, affettim…
Üzgün olduğum halde, acıyı yaşatmayan öfkeyi, affettim…
Gözyaşım dökülmek istese de, dökülmesine izin vermeyen gururu, affettim…
Göklerden gelen Jüpiter etkisi -belli ki yerlerde düzenlenecekler henüz tamamlanmadığından- devam etmekte iken, yerlerden Mars dengesi ile halden hale girmeye devam ediyoruz.
Göklerden gelen Jüpiter etkisinde, hakim hükümdarların müdahalesi hallerini, iyiyi ve kötüyü ayırt edebilecek yeterli kamil akıl hallerini, engin bir gönül olabilme hallerini gözlemlemeye devam ediyorum.
Bu hallerde iken, Yerlerden gelen Mars dengesinde; 
Merkezlenmek; odak ve farkındalığı kullanarak, tüm etkilerden sıyrılarak anın gerektirdiğini yapmak ve algıya esir olmamak,
Kendinin efendisi olmak; Tüm etkilerden ve algılardan sıyrılarak, saf dikkat ve farkındalığımızı kullanarak An’ ın gerektirdiğini yapabilme gücünü gösterebilmek, 
Hayat Enerjisini Yükseltmek; Ağır enerjiyi espri ile hafifletmek, komik şeyler izlemek, umut ve mutluluk hissi veren neşeli şarkılar dinlemek, Yediğine ve içtiklerine dikkat etmek, Kokuların gücünden faydalanmak, Gül koklamak, Zihinlerin enerjik olması için nane koklamak, lavanta kokulu yataklarda uyumak, Toprak ananın temizleme gücünü kullanarak ayaklarımızı toprağa basmak vs. enerjinizi gözlemleyerek bunlar çoğaltılabilir.
Eli açık olmak; Bir şeyleri saklamadan paylaşmak, cömert olmak
Sıfatsal hallerini kullanarak, dengemizi bulmaya çalışacağız.
Mars bize cesareti, dimdik, dosdoğru olmayı, disiplini, dürüst olmayı öğretmeye geldi. Bu dürüstlük ve açıklık halleri, bizleri doğrululuğa taşıyacak. Mars’ın marifet bilgisi doğrululuk çünkü…
 

Yazıyı Beğen :     1
Paylaş :