FİRAVUN’A KIZAN FİRAVUN
FİRAVUN’A KIZAN FİRAVUN
UĞUR CANBOLAT
AHLÂK-I HASENE erleri bu tuzağa düşmezler.
Çünkü bu girdap onları yorar.
Yollarından eder.
En azından yavaşlatır.
Bu sebeple güzel ahlak yolcuları kızgınlığı bir yaşam biçimi hâline getirmekten kaçınırlar.
Öfkeden beslenmezler.
Sıkılı yumruklarla dolaşmazlar.
Ötekileştiren, aşağılayan, hakaret eden tutumları tercih etmezler.
Sövgü sözcüklerine tenezzül etmezler.
Çünkü bilirler ki, kendi dışında kızdıkları şeylerin tümü kendilerinde olduğundan kızarlar.
O duyguyu tanırlar.
Aynı hususlarla yaralıdırlar.
Bu sebeple manipülasyon yaparak kendi iç dünyalarında tutsağı oldukları hastalıkları başkalarına yansıtarak onları mahkûm etmezler.
Zira bunu yaparak kendi gönül dünyalarındaki kirleri süpüremeyeceklerini gayet iyi bilirler.
Yapılan eylemin sadece hasıraltı etme çalışması olduğunun idrakindedirler.
İşte tüm bu nedenlerle yüksek erdemlerden nasip alan kişiler kendi zaaflarını, eksikliklerini, kabahatlerini, günahlarını başkalarının boynuna bir yafta olarak azmazlar.
Ar ederler.
Bu bilince ulaşamayanlar güce hayran olduklarından güçlüye kızarlar.
Diğerine göre yeterli maddi imkânlara sahip olmadıklarından servet düşmanlığının pençesine düşerler.
Otoriter olmak istediği ve bunu başaramadıkları için yöneticilerine başkaldırıp asilik ederler.
İşyerinde baskıcı idarecilere kızarlar ama aynısını hatta daha fazlasını evlerinde ortaya koyarlar.
Eşlerini bezdirirler.
Çocukları kendilerinden kaçırırlar.
Büyük firavunlara kızan küçük firavunlar olarak hayatı hem kendilerine hem de çevrelerine zehir ederek yaşayıp giderler.
Ey hakikat yolunun sahih yolcusu!
Gerçeklerden ayrılmamalısın.
Nazarların başkalarında değil kendi üzerinde olmalıdır.
Dışarıda teşhis ettiklerinin sende fazlasıyla mevcut olduğunu ve bu sebeple kendini aklamaya çalıştığını kabul etmelisin.
Kaçarak kurtulamazsın.
Kendinle yüzleşmen şarttır.
Güzel ahlak yolunun erdemli yolcuları hep böyle yapmışlardır.
İlmini sorgulamadan sonuna kadar güvenmen ve daima başkalarını yargılayan tutumların, besleyip büyüttüğün bu anlayışın bir sonucu olabilir.
Tevazu perdesi altında gizlemeye çalıştığın ama asla başaramadığın kibrin herkesi ve her şeyi küçük görme sebebin olabilir.
Hanımına dünyayı dar eden firavun gibi bir koca olmamalısın.
Kocasına ayar veren ve sürekli onu değişmeye zorlayan firavun gibi bir hanım olmamalısın.
Çocukların yetenekleri ve imkânlarını hesaba katmayan firavun gibi bir öğretici olmamalısın.
Çalışanlarının tüm zamanını satın aldığını sanan ve para gücüne güvenen firavun gibi bir yöneticiliği tercih etmemelisin.
Kısacası, eğer güzel ahlak yolunda ve kendilik bilinci istikâmetinde yükselmek istiyorsan firavuna kızan firavunlar gibi olmaktan vazgeçmelisin.
Yoksa kendi kalbinin münafığı olursun.
Yorumlar