HADDİ TECAVÜZ

HADDİ TECAVÜZ
SEVGİ KELEŞER

“Söz uçar yazı kalır.
Kalp kırılır acı kalır.
Yasa, yaratıcısı tarafından kalbe konur. Adına ahlak denir.”
Bu yazıyı okuduğum an, maryadalarımız yani “davranış sınırları” akışıma geldi. Biraz maryadalarımıza doğru bir tetkik yapalım, Ne dersiniz?
Maryadalarımızı ani kullanmadan; dilin kemiği yok ya, aklımıza geleni doğru, yalan her şeyi söyleyebilmeyi, kibirle dik durmayı, cesaret ve özgüvenin göstergesi sanmayı…
Ya sınırımızı aşıp, haddi tecavüz ettiğimiz alanlar? 
Ya o merhametsizliğimiz gaddarlığımız  yok mu?
Dirlik ve düzen olan yerde bozgunculuk çıkaranlardan mıyız?
Ölçümüz ve tartımız tam doğru mu?
Terazimiz şaşmış olabilir mi?
Ahh ! Tartımız bozuktu !
Tekrar soruyorum; “Neyi ne ile tartıyoruz?”
Ölçeği yok ki bunun, hatırlatsın bize, ağırlığımızı belirlesin. 
İçimizdeki hassas terazinin ölçeği ne?
Sistematiği var mı?
Öyle ya, eğer ölçebiliyorsak, algılayabiliyorsak gerçekliğine inanırız. 
Peki bunun ölçü birimi insan boyutu değilse ?  Matematik kuralları ile yönetilmiyorsa? 
Aklın ölçeğini unutturan, sisteme bağlayamadığımız bir tartıya doğru gidiyoruz değil mi?
Hiç kimsenin bize “şunu yap ya da bunu yap” demesine gerek yoktur. Bir şekilde bunu içimizde hissederiz zaten. Otomatik olur, bu bir gerçekleştirmedir. Düşünsenize kendimizi yanlış bir şey yapmaktan alıkoymak için aslında hiç bir şey yapmamıza gerek yok. O zaten içimizde ve özü gücü sevgi..
Özü gücü sevgi olan kaynak bize nasıl sahip olmadığı bir şeyi verebilir?  
Diyelim ki birini hiç  sevmiyorsunuz hatta nefret ediyorsunuz. Özü gücü sevgi olan içimizdeki kaynak bu konuda bize ne yapabilir? Sen bilirsin der, ya nefret et, ya da affet der.
Yani her ne istersek onu alabiliriz. Bu da mümkündür, hiç kimse bizi durduramaz. Kurnaz olmak mı istiyoruz? insanların arkasından konuşmak mı istiyoruz? 
Pekala devam edelim… Bu durum içimizdeki hassas teraziye nasıl yansıyacak sizce? 
Eğer konuşmamız gerekiyorsa, sadece başkaları hakkında iyi şeyler söylemek en mantıklısı aksi takdirde, konuşmamak en iyisi..
Özetle; içimizde neyin depolanmış olduğunu bilmeliyiz.
İşte tam burada bu hengamede; bizi alçakgönüllülükle uyarmaya çalışan, içimizdeki o sesin  önüne çektiğimiz setlerimizi görmemiz gerekiyor.
Diyorum size; özümüz çok güzel.

Sevgi yle

Yazıyı Beğen :     0
Paylaş :