KÖRLÜK ETMEK
KÖRLÜK ETMEK
UĞUR CANBOLAT
AHLÂK-I HASENE erleri kör değildirler.
Görürler.
Ayrıntıları kaçırmazlar.
Nüanslara dikkat ederler.
Yüzeysellikten uzak olan bu tavırları onlara hayatı tümüyle kavrama imkânı verir.
İyiyi kötüden maharetle bu sebeple ayırırlar ve iyiliği çoğaltmak için çalışırlar.
Şu da var ki, güzel ahlak yolcuları körlük de etmezler.
Yani gördüklerini görmüyormuş gibi yapmazlar.
Gördüğü halde görmemiş gibi yaparak sadece işine gelenlerle amel eden insanlar olmaktan uzaktırlar.
Nefislerine ağır gelenleri de görürler, geçiştirmezler.
Kabul etmemesi konusunda şeytanın telkinlerini de görürler, yok saymazlar ama kulak da asmazlar.
Konfor alanlarını korumak için Allah’ın bazı âyetlerini gördükleri halde görmüyormuş gibi yapmazlar.
Körlük etmezler yani.
Görürler, emri yüklenirler ve kendilerini buna uydururlar.
Bu buyruklar bazen ifa edilmesi gereken hususlar olurken kimi vakit kaçınılması gereken meseleler olur.
Tıkandıkları olmaz mı hiç, elbette olur.
Tıkanabilirler, tökezleyebilirler, hatta yıkılabilirler.
Ancak tüm bunlara rağmen görmüyormuş gibi yapmazlar, canları yanıyor olmasına rağmen kalkarlar ve yollarına azimle devam ederler.
Çünkü kılavuzları ilahi vahiydir.
Yüce kitabımızın bazı emirlerini görmemezlikten gelme hususunda nefsin tazyikine uğradıkları vakit derhal Kur’an-ı Kerim’e başvururlar.
Onların imdadına hemen bir âyet yetişir ve onları düştükleri kuyudan çekip çıkarır.
Ey hakikat yolunun gönül gözünü açıp körlük yapmak istemeyen sahih yolcusu!
Kör olmak bedene ait bir eksikliktir.
Körlük etmek ise imana taalluk eden bir yoksunluktur.
Kör, kendi isteği dışında gözünde perde olduğu için görmez.
Körlük eden ise bile isteye gözüne gaflet perdesini çektiği için görmez.
Biri zorunlu körlük diğeri ise isteğe bağlı olarak ortaya konulan görmeme eylemidir.
Eğer sende güzel ahlak yolunu yürüyen erdemlilerden olmak istiyorsan körlük etmeyi tercihlerin arasından çıkarmalısın.
Nankörlüğü bırakmalısın.
Bilmelisin ki, sen körlük etmeyi, görmemeyi seçmediğin sürece Rabbin kalbi mühürlendiği için görmeyenlerden olmayacaksın.
Onlar görmemeyi yani gördükleri halde görmemiş olmayı, örtmeyi, inkâr etmeyi, yok saymayı, işine gelmeyi es geçmeyi sürekli tercih edip benimsediklerinden artık hissedemez hâle getirilmişlerdir.
Zorunluluk değil tercih söz konusudur.
Seçim mevzubahistir.
Allah’ın sayamayacağımız kadar nimetleri ile donatılmışız.
Her gün yeniden yaratılarak bizlere iman etme fırsatı sunulmuştur.
Körlük etmeyip şükretmek elimizdedir.
Güzel ahlak yolcuları bu konuda zaafa düştükleri zaman konuyla ilgili Yüce Rabbimizin kitabında ne dediğine bakarlar.
Körlük etme konusundaki âyetleri daha iyi anlamak için tekrar tekrar incelerler.
Sevgili Peygamberimizin bu hususta gösterdiği mübarek örnekliğini hiç akıllarından çıkarmazlar.
Sende onlar gibi kendine “Gel artık daha fazla körlük etme, kendini karartma” diyebilmelisin.
Yoksa kendini aydınlıkta sanıp karanlığın en dehşetli anlarını yaşayarak ömrünü heder edip gideceksin.
Yorumlar