ÖNE GEÇENLER
ÖNE GEÇENLER
UĞUR CANBOLAT
AHLÂK-I HASENE erleri öne geçen gayretlerin sahipleri olarak ortaya çıkarlar.
Onlar hayırda yarışırlar.
Şerre kapalıdırlar.
Akıllarını ve kalplerini dünyanın kişiyi aşağıya çeken malayani işleriyle uğraşmayı tercih etmezler.
Emri yüklenirler.
Yani ilahi vahyin kendilerine verdiği vazifeleri bihakkın yerine getirmenin uğraşısına adarlar.
Yüce kitabımızda “Sâbikûn” olarak ifade edilen kavramın içini yaşamları boyunca doldurmak için çabalarlar.
İyiliklerini günbegün, anbean arttırırlar.
Takvalarını derinleştirdikçe derinleştirirler.
Zira izinden yürüdükleri şanlı Nebi’nin övülmüş olan ahlakını kendi has dünyalarında ancak bu şekilde açığa çıkarabileceklerinin bilincindedirler.
Hayırda, iyilikte, güzellikte, yardımlaşmada, kendilik şuuruna erişmede sürekli azimlerini canlı tutarlar.
Güzel ahlakın sürdürücüsü olmak onlar için zikre uygunluk göstermekten geçer.
Vahye tam bir mutabakat göstererek yaşamakla elde edilir.
Erdemlilik yolunda yürümek olan bu tavır özen gerektirir.
Sürdürülebilen bir dikkati mecburi kılar.
Kulluk bilincinde yeterlilik ancak böyle elde edilir.
Sonsuz nimetlere ulaşmanın basamaklarından geçmek işte bu şuurlu gayretin neticesidir.
Ey hakikat yolunun iyilik ve hayırda öne geçenlerle birlikte yol almak isteyen uyanık yolcusu.
Hayatında bereketi esas kılmak istiyorsan senin de yapman gereken budur.
Uğurlular sınıfından olanlarla haşirde uyanmak istiyorsan işletmen gereken yöntem yine budur.
Yüksek erdem yolcuları bahtı iyi olanlardır.
Bu baht ise Rabbimiz tarafından onların kesiksiz iyi ameller işlemeleri ve kulluk çizgisindeki tevazularının bir ikramı olarak lütfedilir.
Onlar böylece “Meymene” ehli olurlar.
İlahi buyruklara uyma hususunda motivasyonları yüksektir ve asla bunu başka şeylere feda etmeme noktasında sarsılmaz bir kararlılığın sahibidirler.
Kelamları bereketlidir.
Sözleri evvela kendi kalplerinde ardındansa başka gönüllerde yankılanır.
İradelerini güçlendirdiklerinden gelip geçen nefsin rüzgârlarından etkilenmezler.
Şeytanın iğvalarına yüz vermediklerinden tökezleseler de yıkılmazlar.
Şereflerini “Kerim” olan yüce kitabımızdan aldıklarından gönüllerinde dalgalandırdıkları bu iman bayrağının yere düşmesine asla müsaade etmezler.
Onurlu yaşarlar.
Hem kendi haysiyetlerini muhafaza ederler hem de başkalarının onurlarını yere düşürmezler.
“Ashabı Meş’eme” olmamak için iyilik ve ahlakta daime önde olanların yolunu izlerler.
En güzel örneğimiz olan Fahr-i Kâinat Efendimizin vahye uyma titizliğini ve onu taklit eden sahabenin aynı yöndeki bu tutumunu gözden kaçırmazlar.
Zillet değil fazilet yanlısı olarak ömürlerini tamamlamak istediklerinden kalplerini takva ile diri tutarlar.
Kitabın hükümlerini sağa sola çekiştirip tahtından indirerek kendi geçici emellerine perde yapmak istemezler. Bunu cürümlerin en büyüğü sayarlar.
Dosdoğru olmak hususunda sadıktırlar. Sürekli bunu ikame ederler.
Sen de gerçekten güzel ahlak yolunun “Sâbikûn” olan yolcularıyla çizginde kırıklık oluşturmadan yürümek ve ruhunu bu yüce değerlerle donatmış olarak hayatın öte yakasına göçmek istiyorsan tedbiri elden bırakmamalı ve kesinlikle gevşememelisin.
İslam’ın sağlamlık olduğunu böylece kendine ispat etmelisin.
Yorumlar