TUĞYAN VE TUFAN

TUĞYAN VE TUFAN
UĞUR CANBOLAT
 

AHLÂK-I HASENE erleri her tuğyanın bir tufana sebebiyet verip hayatın genel akışını bozduğu bilgisine sahip olan kişiler arasından çıkarlar. Çünkü onlar ne sadece sebep ne de sadece sonuçlara bakmazlar aynı anda sebep sonuç incelemesi yaparlar. Bu ise güzel ahlak yolcularının yollarındaki kalbi kanatan dikenleri temizleme hususundaki hassasiyetleri gösterir.
Tuğyan, azmak demektir. 
Ahlâk-ı hasene erleri her daim azmaktan, azmış olanlarla birlik olup onlarla hareket etmekten rahman ve rahim olan Rablerine sığınırlar. Gaflet anlarına denk gelip çizgiyi aştıklarındaysa hemen nedamet getirirler, pişman olurlar. Geri dönüşü olmayan tövbeye yönelirler.
İnsan nefsinin ve şeytanın tesiriyle Allah’ın indirdiği ve Resulünün duyurduğu vahyin sınırlarını aşmaya çalışır. İşte bu taşmak anlamına gelen tuğyandır. Neticesinde gelecek olan tufanı, yıkımı hesap etmez.
Dünyayı ebedi görmek ister. Bu yanılsamayı fark etmeyi arzu etmez. 
Ne yaparsam kârdır anlayışını sürdürdüğü zaman ise artık Hakk yolundan sapma eğilimi güç kazanmaya başlamış, sonu tufanla bitecek olan tuğyanın acı yemişlerinden yemeye başlamıştır.
Artık aklı, aklın esaslarına göre çalışmaktan vazgeçer. Kalbi her türlü merhamet ve şefkat duygularından yoksunlaşarak çoraklaşır. Gözünün yöneldiği vahyin belirlediği hedefler yerine artık nefsin ve şeytanın değiştirdiği tabelaları takip etmeye başlar.
Suyun gözesini taşıp kabarmaya başladığında etrafına zarar vermesi gibi bu kişiler artık hayır ve güzellik adına, iyilik namına ne varsa seller altında bırakmaya, zarar vermeye yönelir.
Tuttuğu terazi dengesini şaşırır ve mütemadiyen şerden, kötüden, zulümden yana ağırlığını koyar.
İşte bunun acı bir bedeli olarak manevi depremler diyebileceğimiz gönül sarsıntıları husule gelmeye başlar. Sevdiklerini, dostlarını, ailesini ve arkadaşlarını yanından, yöresinden kaçırır. Hepsi bu zelzelenin altında kalırlar.  İçsel sarsıntılar kişinin kendisini de etkiler. Manevi yoksunluklara uğrar.
Yalnızlaşır. Kendisini seven kalmaz. 
Değerlerini yitirdiğinden kendisine değer verenlerde artık ortada görülmezler.
Bu durum kaygılarını besler. Korkularını aktif eder. Şüpheleri azgınlaşır. Herkese öfke duymaya başlar ve düşmanlık hisleriyle hareket ederek bunları bir savunma mekanizması ile pekiştirir.
Gerçeği öğrendiği, doğru ve yanlışı ayırabildiği halde bunlardan yana taraf olmaması onun tuğyanı olduğundan tufanın boğucu selleri arasında manen can çekişmeye başlar.
Mazluma yaptığı zulüm, haksızlık, haddi tecavüz kendi felaketi olur.
Ey hakikat yolunun tuğyana düşmekten kaçıp kendi tufanını önlemek isteyen gönlü uyanık yolcusu!
Tuğyan ve küfrün tek yumurta ikiz kardeş olduğunu ve birbirini tamamladığını aklından çıkarma.
Kendine kör, hakikate sağır olma.
Vahyin sedasını işit ve Şanlı Nebi’nin muhteşem uygulamalarından gözünü ayırma.
Firavun ahlakına yakalanıp, olumsuzluklara gönlünde yer açarak kötü huylarını pekiştirme. 
Güzel ahlakı tamamlayan Fahr-i Kâinat Efendimizin bağrı yanık bir izcisi olmaya gayret et.
Allah’ın gösterdiği aydınlık yoldan ne kendini ırak tut ne de bu saadetli istikamete yönelenlerin yolculuğuna mâni ol. Tersine kendini bu yola ada ve başkalarını da teşvik et.
Eğer erdemliler yolunun bahtiyar bir yolcusu olmak istiyorsan sebep sonuç muhasebesini sıhhatli yaparak tufanla sonuçlanacak tuğyanlara, azgınlıklara, taşmalara teşne olma.
Yalana tenezzül etme. Hak hukuk tanımazlardan olma. Doğal dengeyi bozma. Fıtratını sakatlama.
Aşırı dünya sevgisinin acı sonuçlarına kendini mahkûm etme.
Allah’a boyun eğmeyip benlik duygusunu besleyip büyüterek manevi tufanların narında kendini yakma. Tufanda sular altında kalan dağlar gibi kendini yok etme. 
Hiçlik dâvâ edenler gibi sahte varlık hırsına kapılıp kendi haysiyetini ve kulluk şuurunu kaybetme.
Bilmelisin ki, vahyin bize bellettiği kulluk şuurunun örnekleri peygamberlerde mevcuttur ve bize bunlar kitabımızda sunulmuştur.
Tuğyan ile kendi tufanında boğulanlardan değil Nuh Nebi’nin gemisine iman ve güvenle binenlerden ol. Ki, bizden beklenen ve istenen budur.
Resim; The Deluge towards Its Close (ca. 1813)
Joshua Shaw (English, 1776–1860)
 

Yazıyı Beğen :     0
Paylaş :