GAYBIN GİZLİ SIRRI MI, NEFSİN AYIBI MI?

GAYBIN GİZLİ SIRRI MI, NEFSİN AYIBI MI?
UĞUR CANBOLAT

AHLÂK-I HASENE erleri kulluk çizgisinde yaşayan ve bunun hakkını bütünüyle veren Nebi’leri örnek alarak bir hayat ortaya koyarlar.
Bunun dışına çıkmayı mahcubiyet sebebi saydıklarından sınırı ihlal etmezler.
Rabbimizin gönderdiği ve bizim en güzel örneklerimiz olan peygamberlerin söz ve fiillerine mutabık bir hayat onların temel amaçlarıdır.
İşte o sebeple yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’in direkt peygamberimize yaptığı hitaplara kılı kırk yararcasına odaklanırlar, öğrenirler, anlamaya çalışırlar ve hemen ardından uygulama şeması haline getirerek buradan milim bile şaşmak istemezler.
Aynı şekilde yine Kur’an’da dikkatimize sunulan kıssalara da hassasiyeti bir çizgi bile geriye düşürmeden yaklaşırlar.
Hayatın psikolojisini, sosyolojisini, ilişki biçimlerini, başarı ve yıkılışlarını buradan takip ederler.
Güzel ahlak yolcuları çok iyi bilirler ki, vahiy bir insanlık tarihi özetidir.
Peygamber hikâyelerini aynı şekilde insanlığın her türlü duygu patlamalarını bize yaşanmışlıkla sunan verilerdir. Aşırılıklara gittiklerinde muhatap oldukları cezaları, itidal üzere olduklarındaysa nasıl huzur içinde yaşayıp mutlu olduklarının örnekleridir.
İnsanların vahyin mesajından uzaklaşıp kendi ezberlerini kutsayıp hakikate kulaklarını ve kalplerini kapattıklarında ne gibi açmazlara düştüklerini açıkça görürler.
Dini Kur’an’dan ve Fahr-i Kâinat Efendimizin mübarek örneklemelerinden öğrenmek istemeyenlerin şeytanın öğrencisi derekesine düşüp onun elinde nasıl rezil olup paçavraya döndürüldüğünü bilirler.
Bu sebeple O’nun her türlü kusurdan, noksanlıktan, eksiklikten sonsuz derecede uzak olduğuna yürekten inanırlar. Bu ise onları her daim kulluk çizgisinde dengeye getirir ve orada tutar.
Dolayısıyla sınırlarını bilirler. Görevlerine müdriktirler.
Verilmiş olan ömür sermayesinin ne kadar kıymetli olduğunun şuurundadırlar.
İlim talebesi olmanın, tefekkürü bir ibadet şuuruyla veriye dayalı olarak ifa etmenin, gözlemlerle hem Kur’an’a hem orada yer alan Efendimize ve diğer peygamberlere yanı sıra hayatın tüm ayrıntılarına şahitlik etmenin ne derece vazgeçilmez bir kulluk eylemi olduğunu bir an bile unutmazlar.
Tam da bu anlayışın bir ürünü olarak gaybın gizli sırlarına odaklanıp ömür sermayesini vazifesinin dışında heba etmek yerine şeytanın saklanmış hileleriyle ve nefsin gizli kusurlarıyla uğraşırlar.
Tercihlerini bu yönde yaparlar.
Elbette zor olan budur. Ama kıymetini de buradan almaktadır zaten.
Gaybın gizli sırları diyerek bilinmezliğin merak ettirici labirentlerinde faydasız meşgalelerle boğulmak yerine şeytanın ve nefsin gizli yanlarını ve yönlerini teşhis ve tespit ederek mücadele yolunu seçerler.
Erdem yolunda kırıksız ilerleyenler bunu önemserler zira hamd etmenin tazim ve muhabbetle Allah’a yönelme olduğunu kalplerine yazmışlardır. 
Ey güzel ahlak yolunun gaybın gizli sırlarına değil nefsinin gizli ayıplarına odaklanmış ayık yolcusu.
Tercihini doğru yap zira hayat bir tercihtir.
Şeytanın cazip gösterdiği gaybın gizli hazinelerinin peşine düşmen elbette nefsine güzel görünür. Gizemli gelir. Hayallere dayalı avuntulu aldanmışlığın böylece üstü örtülür. Ama nefsin ayıbını araştırmak, gizli yönlerini teşhis edip onları hedef tahtasına yerleştirmek canını yakar. 
Eğer sende güzel ahlak yolcuları gibi ham hayallerin değil aydınlık gerçeklerin talibi olacaksan giz içeren, gizemli gelen, hülyalara taşıyan hususlardan uzak dur.
Duru ol, sadeliği bozma, yalana ve yanlışa bulanma.
Kur’an’ın neden sade ve anlaşılır bir biçimde indirildiğini kavramaya çalış.
Sade ve sarih hakikatler yerine seni gizemli ve dolambaçlı yollara, çıkmaz sokaklara yönlendirenlere dikkat et.
Görevin gaybın gizli sırlarını araştırmak değil nefsin gizli ayıplarını bulup gereğini yapmandır.
 

Yazıyı Beğen :     0
Paylaş :