VENÜS RETROYA GİRERKEN FRENE BASMAK

VENÜS RETROYA GİRERKEN FRENE BASMAK 
SEVGİ KELEŞER

Zaman algımız hızlandı. Seneler ay gibi, aylar gün gibi hissedilen tam gaza basılmış gidilen bu zamanda sanki biraz hız kesmek gerek…
O kadar hızlı seyr ederken kendi kendimize nasıl bakacağız?
O kadar hızlı akıyor ki her şey. 
Bu hızla başımız dönüyor, unutuyoruz.
Her şey bu kadar hızlı akarken, biz nasıl yavaşlayacağız?
Ya bizzat hızın kendisinden, bu hız kültüründen hoşnutsak?
Öyle ya, hızlı olunca her şey geçişler de hızlı oluyor. 
İlişkiden ilişkiye, duygudan duyguya, eşyadan eşyaya bodoslama atlıyoruz.
Ama öyle bir an geliyor ki, bu hızlı geçişlerin içinde tatminkar olamıyoruz. Daha derin hazlar arayışı başlıyor. 
Benim tevellütler anımsar ; akşam gezmeleri/misafirlikleri vardı. Çay yapılırdı. Çay içilirken sohbetler edilirdi. Sevdiklerimize zaman ayırırdık. Duygularımızın demlenmesine zaman tanırdık. Mesela biz öyle kolay “Seni Seviyorum” diyemezdik. Kitap hediye ederdik, kitap derdi onu.
Bir şeyin hakkını vermek gerekiyorsa verirdik. Güneş saati hakimdi çünkü. Akşam vardı, sabah vardı öğle vardı. Akışta kalmak daha kolaydı.
Şimdilerde takvim saati hakim. Her haftanın bir yapılması gerekeni, her günün bir işi var. Onlara yetişme telaşı hızlandırdı haliyle bizi.
Venüs retro tam da burada diyor ki; frene bas! Yavaşla ! 
Hakkını vermen gerekenlere (sevdiklerin, ilişkin, evliliğin, işin vs.) hakkını ver ! 
Fakat birini diğerine feda etmeden.
Para kazanmak uğruna, aile ilişkilerini feda etmeden.
Ego, süper ego tatmini uğruna , ikili ilişkini feda etmeden.
Herkese yetmek uğruna, duygularını, kendini feda etmeden.
Fedakarlık iyi niyet göstergesi olduğu için, kişi kendini iyi hisseder. Ancak fedakarlık ile kendini feda etmek aynı kavram değildir. 
Kişi kendi mutluluğunu gözden çıkarıyor ve gönüllü olarak kendi ihtiyaçlarını yok sayıyor ve başkalarının ihtiyaçlarını karşılamak için çabalıyorsa, “içindeki yetime” yani kendisine, benliğine acımıyorsa, işte bu kendini ve duygularını feda etmeye giriyor.
Yerlerden gelen Ay dengesi, Venüs retro ile birlikte yerini Güneş dengesine bırakırken,  “yetime acıma” bilgisini dikkatinizden kaçırmayın emi canlar? 
Kendinizi sevin. 
Size bir şey diyeyim mi, ilk etapta meditasyon tekniği bile bilmenize gerek yok, kaldırıp başınızı gökyüzüne bakın bulutların hareketini izleyin, parka gidin ağaçları izleyin, oynayan çocukları izleyin, deniz kenarına gidin dalgaları izleyin.
Bu bile o hızlı akışın hızını kesen kolay yapabileceğiniz en basit tekniklerdir.
Hele sen bir yola çık, yol açık. 
Sevgi yle
 

Yazıyı Beğen :     1
Paylaş :