SESSİZLİĞİN İÇİNDEKİ HAZİNE
SESSİZLİĞİN İÇİNDEKİ HAZİNE
HATİCE FAHRUNNİSA
Kelimelerin aciz kaldığı anlar vardır. Duyguların içinde, daha derinlerde dolaşırken, anlatmak istediğimizi ifade edememenin yükü omuzlarımızı sıkıca sarar.
İçimizde bir fırtına kopar. Fakat her şey dudaklarımız arasında sıkışıp kalır. Hayatın sivri uçlarında, anlatmak ve anlaşılmak arasındaki uçurumun derinliğini hissederiz.
İnsanın kendi içindeki sessiz çatışma ile ifade etmek istediği duygular bu süreçte anlamını yitirir ve sessizlik en keskin lisan olur.
İçsel kırılmalar parçalı cümleler arasında sırlarını saklarlar.
Ruhumuzun derinliklerindeki bu fırtınalar, sessizliği paramparça ederler. Kelimelerin raksı bir hayalet gibi gözlerimizin önünden geçer, gider.
Anlam arayışıyla dolaşırız cümleler arasında. Ama çoğu zaman boşlukları dolduracak doğru sözcükleri bulamayız.
İçimizdeki karmaşa artık sadece dudaklarımız arasında hapsolmaz. Ruhumuzu sarar. Düşüncelerimizi de sardıkça karanlıklaşır.
Bir zamanlar kelimelerin sonsuz gücüne inansak da şimdi sessizlik en büyük ifade haline gelir. Çünkü bazen duyguların derinliği kelimelerle ifade edilemez.
Kalbin atışları bir beste gibi yankılanır boşlukta.
Yine de anlatamayız.
Her harfin altında bir hüzün, her cümlenin arasına sıkışmış bir ihtiras vardır.
Aslında bu sessizlik kendimizi daha iyi anlamak için Rabbimizden bir davettir. Düşüncelerin izlediği yollar bazen sessiz adımlarla aydınlanır.
Kendimizi ifade etme arzusu çoğu zaman kelimelerin mahkûmu olur. Ancak belki de bu derinliğimizi fark etmemizin sadece sessizce, sessizlikte anlaşılabileceği gerçeğini kabullenmekten başka çaremiz yoktur.
Her sessizlik bir hazine taşır içinde.
Anlamamızı bekleyen, ifadesini bulamamış duygular vardır.
Kendini ifade edebilmek cesaret ister, ama bu cesaret, içimizdeki gerçek hazineyi de ortaya çıkarmak için gereklidir.
Bazı zamanlar sessizlik en doğru yanıttır.
Merkezine dön o halde. Kendi içine dön ve duygularına saygı göster.
Onları inkâr etme, değersizleştirme.
Bir ressamın tuvale dokunduğu gibi hissettiklerine odaklan ve onları ifade etmeye cesaret göster.
Empatiyi unutma. Karşındakini anlamak için onun gözlerine bak, yüreğini dinle. Sessizliği birlikte paylaşılan en derin anlatıya çevir.
Merkezlen, dik dur ve yaşam gücünü yeniden keşfet.
Kınama, laf kalabalığı yapma, saldırganlaşma.
Ürkek davranma, kaçma ve en önemlisi korkma.
Kelimeler bazen yetmez, evet, ama sessizlik de bir anlam olabilir.
Sessizliğin içindeki o hazineyi bulmaya çalış.
Unutma ki her sessizlik, anlatılamayan bir hikâyenin ta kendisidir.
Artık hikayeni her nasıl istiyorsan öyle yaz.
Yorumlar