ZEMBİLFROŞ
SEVGİ KELEŞER

Geçen gece dost meclisindeydim yine; konu aşka geldi.
İnsanın , insani aşktan rahmani aşka yolculuğunu konuştuk.
Bu sefer ZEMBİLFROŞ ile yolum kesişti, tanıştım.
Hikayesi kalbime dokundu . 
Yusuf ile Züleyha'dan , Leyla ve Mecnuna, Zembilfroş'tan, Mem ū Zin in aşklarının mayasını konuştuk. Âşıkların kendi hikayelerindeki duruşlarını konuştuk.
Bu dünyaya ne güzel insanlar gelmiş ne güzel sevmişler, birbirlerinde “rab”lerini görmüşçesine, ne muazzam aşk destanları çıkmış ortaya.
Zembilfroş’ taki aşk enfes bir aşk destanıdır.
Tasavvuf ehli değiliz, lakin o aşklardaki tasavvufi tohumlamaları yakalamaya, içselleştirmeyi çalıştık.
Çünkü tasavvuf ehli , alıntılama yapar ve tohum eker. O tohumlama maya olur, büyür, yeşerir.
Zembilfroş, Anadolu Erenleri arasında sayılabilecek Kürt kökenli bir tasavvuf ehlidir. O’nun tasavvuf yolundaki yürüyüşü destanlaşan bir hayat hikayesi olmuş.
Efsaneye göre Zembilfroş çok zengin bir beyin oğluymuş. Bir gün mezarlıktan geçerken insan kafatası ve kemikler görür. Kafasını eline alır ve çok etkilenir. Yaşamı ve ölümü düşünür.
Eşi ve çocuklarını alarak, o zengin hayatından ve nimetlerinden uzaklaşma kararı alır. Ruhsal bir arayışa girmiştir. Çünkü arzusu ve arayışı gerçeği bulmaktır.
Köy köy dolaşıp sepet satarak geçinir . Adı da zaten oradan geliyormuş.
Zembil Kürtçe sepet, froş ise satıcı demekmiş, sepet satıcısı.
Bir gün şehirde sepet satarken oranın beyinin hanımı (bölge yönetiminde beyler, mirler, emirler var o devirde) olan “Hatun” isimli kadın onu görür ve âşık olur. Zembil (sepet) alma bahanesiyle saraya davet eder onu, aşkını söyler. Ama karşılık bulamaz. Bu sefer Hatun Hanım, Zembilfroş’un hanımı ile görüşmeye karar verir. Yokluk içinde yaşayan eşe, tüm değerli takılara karşılık, bir geceyi Zembilfroş’la geçirme karşılığında anlaşırlar.
Bir gece geç saatlerde eve dönen Zembilfroş yatağına girerken yatağında bulunan kişinin ayak bileklerinde halhal olduğunu hisseder. Bu takıyı genelde sultan hanımları ve kızlarının taktığını bildiğinden hemen yataktan çıkar uzaklaşır. Bir daha da kimse onu görmez. Efsaneye göre Zembilfıroş ölür, Hatun da aynı dilekte bulunur, O da ölür.
“Günümüz aşklarına sevdalarına bakınca belki bu hikayelerden maya mı almak lazım ne ?” Diyorum.
Öyle ya , hikâyeyi dinlediğimde, saltanatını bırakan Musa peygamberi görüyordum;
Hikayesini dinlediğimde Yusuf ile Züleyhayı , Memu-Zin i, Leyla ve Mecnunu görüyordum; Avrupa’daki Romeo ve Juliet i görüyordum. Zembilfroş aynı anda hepsi oluyordu.
İşte dün akşam bunu konuştuk .
Zembilfroş bir kişi mi? 
Yoksa aşk hikayelerine maya katan bir karakter mi?
Sevgi yle
 

Yazıyı Beğen :     0
Paylaş :