BANA BİR MASAL ANLAT ŞEYHİM
BANA BİR MASAL ANLAT ŞEYHİM
Bana bir masal anlat şeyhim.
İçinde ben olmayayım ve mümkünse bana ucu dokunamayacak şekilde olsun.
Ne güzel hayat değil mi?
Himalayalardan hikayeler olsun. Hele bir de oraya gidenlerin dilden dile dolaşan ve gelirken bin türlü şekil değiştiren hikayelerinden olsun.
Bunlar beni himayesine alsın, kollasın. Bulutların üstünde uçayım. O alemden bu aleme gezeyim.
Hem de vizesiz…
Köşeye mi sıkıştım, azıcık üzerime mi geldiler, hemen bu hikayelerdeki kahramanlardan biri olayım. Clark Cent gibi ooh harika olurdu.
Yazarken benimde çok hoşuma gitti bak.
Bu sahte hayata şimdilerde popüler yaşam diyoruz.
Popüler yaşam insanlık tarihi boyunca hep vardı. İnsanız sonuçta değil mi, özeniyoruz işte.
Adına nefis deyip “Nefsimiz istiyor” diyoruz.
Diyoruz da diyoruz…
Bahane çok.
Gaflet uykusunda geçen bir ömür. Rahmetli bir efendi derdi; “Uyku içinde uykudayız bir türlü uyanamadık” diye.
İnsan yetenekli bir varlık. Duyduğu bu hikayelerle riyakâr bir hayat içinde olduğu yetmezmiş gibi bir de kendi masal yazıyor.
Bunların yazarlığını bilemem ama cesaretlerine hayranım.
Bundan kurtulmanın yolu yok mu peki?
Eskiler enteresan tüyolar veriyor. Mesela “Nefsin hoşuma gidecek şeylerin tersini yap.”
Aklıma şu an gelen Ebu Hanife’nin gemisi meselesi var. Hakkında battı denilip sonra da batmadı dendiğinde “Kalbime baktığımda dünya malına ait bir sevinç yoktu” demesi.
Bunlar o kadar çok ki örnekleri çoğaltabiliriz ama bu sefer yukarıdaki lafa denk gelir.
Sen nasıl bir şeysin ki hiçbir şey sana isabet etmiyor?
Nasıl sıyırabiliyorsun bu durumdan kendini ey aziz mübarek efendi?
Git bir tövbe et. Takkeni önüne al. Bir dostuna git sana ayna olsun, “Ne yapıyorum ben” diye sor kendine.
Ömür kısa. Samimi, içten, riyasız olarak kendini kandırmadan yaşamaya gayret etsene.
Yoksa masal dinler durursun.
En çok üzüldüğüm bu masal ve hikayelerle ömrümüz geçerken nasıl dedikodu yaptığımızın hiç farkında olmayışımız. O yüzden dedim cesaretlerine hayranım diye.
Buna mübareklerin hikayelerini anlatırken de dahil.
En çok o hazret şöyle demiş şunu yapmış vesaire.
Efendim kürekle adama bir vurmuş bir daha uyanamamış. Gel de gülme, ahahaha.
Sakın özenip “Kürekle keramet oluyor” diye millete vurmayın.
Bunların hiçbiri yatırım tavsiyesi değil, biline…
Allah aşkına kendimize gelelim a dostlar.
“Uyan ey gözlerim gafletten uyan
Uyan uykusu çok gözlerim uyan
Azrail'in kastı canadır inan
Uyan ey gözlerim gafletten uyan
Uyan uykusu çok gözlerim uyan”
Sultan 4.Murat’ın kendisine yaptığı uyarıdan bizler kendimizi mahrum mu bırakalım yani?
Olmaz erenler, olmaz.
Karar verdim sonunda. Şeyhim masal anlatmazsa o görevi artık ben üstleneceğim…
Yine çoooooook güzel bir yazı. O güzel yüreğinizden öperim Serkant Bey kardeşim