HAZIMSIZLIK
HAZIMSIZLIK
SERKANT DERVİŞOĞLU
Birçok insanın sık sık yaşadığı, bazılarında ise kronik olarak devam eden bir sağlık problemi bu.
Zordur bilirim. İnsanın tadını tuzunu kaçırır.
Çaresi için tavsiye niyetiyle yazmıyorum aslında bu yazıyı. Ama yine de bazı duyumları paylaşmak istiyorum.
“İşkembe çorbası iyi gelir” diyen var.
“Nane yaprağı çiğneyin” gibi sürüsüne bereket başka formüller bulanabilir.
Hatta nesilden nesile şifahen aktarılan ailemizden bizlere intikal eden bilgiler bile vardır.
Olmalı da.
Sürekli doktora gidecek halimiz yok, değil mi?
Sana ne iyi geliyorsa zaman içinde çözmen gerekiyor.
Direk somut bir problem olduğundan bunun tedavisi için elimizden geleni yapar, halletmenin bir yolunu ararız. Bu da yetmez sorunun ortadan kalktığını hissettiğimizde etrafımıza da bunu bir güzel anlatırız. “Bak şuna gittim sorunu anladı ilaç verdi şimdi iyi hissediyorum sen de ona git” diye tavsiyede buluruz.
Ne gariptir ki sağlık problemi için gösterdiğimiz bu emeği bir davranış biçimi olarak hazmedemediğimiz başka durumlar için herhangi bir adım atmayız.
Bunun üstüne gitmek aşırı yorucu gelir.
Genelde kendimizle uğraşmak niye bu kadar azap verici hâle geliyor peki?
Duygularımızla yüzleşmek…
Hazmedemediğimiz konuları bu sebeple dile bile getiremiyoruz.
Keşke ilacı olsa ya da güzel bir işkembe çorbası ikram edilse…
Sakin kalmak, yavaş düşünmek, zincirleme yaşanmış olaylar halkasını acele etmeden anlamaya çalışmak…
Bunun zor olduğunu biliyorum, hatasıyla sevabıyla ben nerede ne yaptım deyip oturup tefekkür etmek bir başlangıç olabilir.
“Bunu zaten yaptım” diyerek kızabilirsin bana, haklısında. Daha söylediğim bir fikri bile hazmedemiyorsun, ne tuhaf değil mi?
Biz daha kendimizi hazmedemiyoruz azizim!
Bu latif beden ne yapsın senin ruh âleminde, bu işi çözmeni sabırsızlıkla bekleyen binek bir hayvan o.
Cennet atına binmiş süvariler gibi cenk etmen gerekiyor bu âlemde.
Yorumlar