KELİMELERİN GÜCÜ ADINA 
SEVAL YILMAZ

Her insan içinde yaşadığı toplumun önemli  birer parçasıdır ve ifade ettiği değer müstesnadır. 
Bireyin kendini gerçekleştirebilmesi için birlikte hayat sürdüğü topluluğun diğer fertleri ile olan etkileşimi önem arz etmektedir. Bu konuda en mühim kanallardan biri kullanılan kelimelerdir. İletişimin niteliğini bu kelimeler azami seviyede arttırmaktadır. 
Zihnimizde olumlu çağrışımlar yapan ve umut hissi uyandıran kelimelerin telkin edilmesi ile fizyolojik hastalıkların dahi şifalanma eğilimi gösterdiği biliniyor. Buna karşın beddua ve küfür gibi olumsuz kelimelerin telkin gücünün, vücuttaki pasif hastalıklı hücreleri tetiklediği görülmektedir.
Japon Bilim adamı Masaru EMOTO’nun gerçekleştirdiği muhteşem su deneyi de ifade etmeye çalıştığımız bu durumun ispatı niteliğindedir. 
Etkili iletişim konulu bir seminerde eğitmen,” Hamburger yöntemi” adı verilen bir iletişim taktiğinden bahsetmişti. Biraz açmak gerekirse şöyle detaylandırılabilir; iletmek istediğimiz bir mesajın öncesine ve sonrasına muhatabımızı mutlu edecek olan teşekkür, iltifat vb. ifadeler ekleyerek aradaki asıl mesajın herhangi bir itiraza maruz kalmadan kabulü sağlanabilmekte. 
Bunu örneklendirmemiz gerekirse; içinde bulunduğumuz ekibin bir başka ferdinden yardım almaya ihtiyaç duyduğumuzu varsayalım. 
Bu husus nasıl dile getirilmeli? 
Eğer konuyu “İşin şu kısmını senin yapmanı istiyorum” şeklinde dile getirirsek muhatabımız, üzerine gereğinden fazla yük bindirileceğine dair kaygı yaşayacak ve otomatik olarak savunmaya geçecektir.  Burada bize düşen “Ekip ruhu” yaklaşımını koruyarak muhatabımıza güven telkin etmektir. 
Nihayetinde bizim istediğimiz de iş birliği içinde olmaktır. İlgili kişi ile iletişime geçtiğimizde “Ne kadar yoğun olduğunu biliyorum ve görüyorum fakat sadece seninle istişare edebileceğim. Bir hususta yardımına ihtiyacım var.” gibi bir ifadeyle giriş yapıp sonrasında karşıdan gelen kaçınılmaz onaylama ile konuyu izah ettikten sonra “Bunca yoğunluğun içinde bana vakit ayırdığın ve böyle zor bir sorunun üstesinden gelmeme yardım ettiğin için çok teşekkür ederim” şeklinde konuyu bitirmek her iki tarafa da kendini iyi hissettirecektir. Çünkü kimsenin kimseye karşı bir üstünlük vurgulaması söz konusu değildir. Ayrıca böyle bir yaklaşım ile iş konusundaki yetkinliğine dair kişiyi onurlandırmamız ve daha özverili olunmasına katkı sağlamamız mümkün olacaktır. 
Olumsuz bir konuyu, olumlu bir cümle ile ifade ederek mesajımızı iletmek de pekâlâ mümkündür. 
Meselâ;
Nihayetinde bildiğinizi okuyacak olsanız bile; “onca işin arasında bir de benim problemimin çözümü için düşünerek vakit ve enerji harcadığın için teşekkür ederim. Kıymetli tavsiyelerinle sağladığın katkı benim için çok önemli” demek gibi... (Aksi halde çözüm önerisinin ‘en akıllıcası’ olduğuna ikna edilmeniz gerekebilecektir:))
Peki, ikili ilişkilerde de bu tür yöntemleri kullanabilir miyiz? 
Tabii ki her birey, yetenek ve emeklerinin fark edildiğini görmekten mutluluk duyar. 
Bu farkındalık ise insanın hayata dair gayretini artırır. Niçin değer verdiğimizi söylediğimiz insanların mutluluğu için ufak tefek sözlü jestler yapmaktan  eriniriz ki?
 “Şu yemeği ne kadar güzel hazırlamışsın”, 
“Yanında kendimi çok iyi hissediyorum”, 
“Zor anlarda dahi moralini yüksek tutabilmek konusunda çok başarılısın” 
Ne olur bir insana kendisinin bile fark etmediği bir meziyetini gördüğümüzü ifade etsek.
Kendimizden ne kaybederiz? 
Kaybeder miyiz yoksa her türlü kazanan mı oluruz? 
Hem sevdiklerimiz ile aramızdaki muhabbet bağını güçlendirmiş hem de bu durumda açığa çıkan huzurdan biz de nasibimizi almış oluruz. 
Egolarımızı her biçimde kullanmak için harekete geçirmek üzere bir kenarda hazır bekletmekten vazgeçip “Gönül tahtı”na kurulmanın kaygısını gütmeye başladığımızda ise dudaklarımızdan dökülen kelimelerin gücü ile bir nevi “Kelebek etkisi”  tetiklenmiş olacaktır. 
Çağlar boyu çeşitli inanç gruplarında dahi kabul görmüş ve etkinliği gözlemlenmiş samimi bir niyaz olan “Yağmur duası” misali, sevgi ve muhabbetle kenetlenen ifadelerimiz bize sonsuz rahmet ve merhamet olarak geri dönecektir.