KİM BAYRAM EDER YAR İLE ?

KİM BAYRAM EDER YAR İLE ?
SERKANT DERVİŞOĞLU 
Hayatımızda ,kısa olan ömrümüz boyunca farkında olmadan, bilerek şahit olduğumuz deneyimlediğimiz kadarıyla, hep zorlayıcı, sıkıntılı, zor zamanlar geçirdiğimiz vakidir. Bunlardan bazıları, inanın, bir cellatın önünde idamını beklediğimizin bile farkında olmadan keskin bir baltayı başımıza geçirildiği anlarda uyandığımız ve kendimizi acısını bile idrak edemeyecek bir halde bulduğumuz zamanlardır.
Olaylar karşısında ne olduğumuzu şaşırırız. İçinde ne ararsan bulabilirsiniz. Ahmaklık, korkaklık, cehalet, cimrilik, kin, yalan, kalleşlik, gevezelik, geri zekalılık, tembellik, dert, ziyan gibi birçok duygu ve davranışla karşı karşıya kalabiliriz. Bazen düşünüyorum, yüce Peygamber'in tebliğinden sonra ümmetin başına gelenleri bunlarla nasıl başa çıkmaya çalıştıklarını, insanların başlarına bu durum geldiğinde mutlaka savrulacaklarını, dengesiz reaksiyonlar vereceklerini.
Bir tarafta kendini beğenmiş, kibirli, başkalarını kınayan, sürekli konuşarak başkalarının ilgisini çekenler varken, diğer tarafta ürkek, saldırgan, sessiz, kendini geri çeken, zayıf karakterli, tutarsız, güvenilmez, saman altından su yürütenler de olabilir. Bu normal bir durum çünkü hayatımızda ummadık bir şey olduğunda adeta bir deprem oluşur ve ne yapacağımızı bilemeyiz. Ya doğru olduğunu bildiğimiz şeyi yaparken zeminsiz bir sahada sağa sola savruluruz.
Şunu fark ettik ki, eğer sabırda sebat gösterir, istikrarlı olursak ve başımıza gelenleri bir lütuf, bir yeniden doğuş olarak görürsek, hayatımızda hiç fark etmeden alışkanlıkla devam ettiğimiz yanlışlarımızın doğru olduğunu zannederek iyilik adı altında zulüm yaptığımızı fark edebiliriz. Bunun kadrini idrak eden bir ümmet, insanlar ve toplumlar böyle zamanlarda bir arada kalarak sırt sırta vererek daha güçlü bir şekilde ayakta kalabilirler.
Zannediyorum ki tek başına atlatılacak şeyler değildi ümmetin başına gelenler. Psikolojik olarak da kolay değil. Birbirlerinin güçlü bağı, kardeşlik ve inançlarının getirdiği toplum zulmüne karşı bir de en yakınları tarafından birlikte atlatabilirdi müminlerin ruh kardeşliği, manevi kardeşlik. Eskilerin dediği gibi "sülbumden olan değil, yolundan olan kardeşimdir" diye.
Bir olarak değil, bir bütün olarak bir olabilirsek. Hesap vermenin sorumluluğu karşısında kalbimizin titrediği bir ahlakla ahireti kucaklayıp sevebiliriz. İnanıyorum ki bunları yaşamayan bir insan evladı ölmeden gitmesin.
Eğer öldükten sonra dirilmeye inanıyorsan, yani başına böyle bir olay geldiğinde bundan güçlü bir şekilde kalkarsan sana bir din gelmiş gibi peygamberin sana İlâhi Kelimetullah’ı tebliğ ettiğinde yaşayacağın mutluluk ve kudret sayesinde tasvir edilen cenneti yaşama şerefine ereceksin. Arif olmak bu olsa gerek, bilen şahit olan. Bunun sana yaratacağı sevinç ve mutluluk cennetin. Kapına gelen çocuklar ve ailecek bir arada olmak, sevdiklerinle coşku içinde bir araya gelmen gibi Allah'ın sana bahşettiği bu lütuf karşısında mükafatı olarak bayramın olsun.
Bayramı imdi, bayramı imdi
Bayram edersin yar ile şimdi
Hamd ü senalar, hamd ü senalar
Dost ile bayram kıldı bu gönlüm.   
Hacı Bayram Veli 

Yazıyı Beğen :     2
Paylaş :