EMRE KARŞI SEBAT
AHLÂK-I HASENE erleri, emre karşı samimi bir sebatı gerçekleştirenler arasından çıkarlar. Onlar sebat etmeye sadece olumsuz anlam yüklemezler. Yani dertlere, sıkıntılara, zorluklara karşı direnmekle sınırlı tutmazlar
Gözlem / İlim / Şahitlik
AHLÂK-I HASENE erleri, emre karşı samimi bir sebatı gerçekleştirenler arasından çıkarlar. Onlar sebat etmeye sadece olumsuz anlam yüklemezler. Yani dertlere, sıkıntılara, zorluklara karşı direnmekle sınırlı tutmazlar
AHLÂK-I HASENE erleri, dünyevileşme illetine yakalanmamış insanlar arasından çıkarlar. Onlar tamahkârlığın her türünden özenle kaçınırlar. Dünya nimetleri için yanıp tutuşmak anlamına da gelen tamahkârlık kişinin manevi gözünü kör haline getirir. İnsanı inanç dünyasının değerlerinden uzaklaştıran bu illet dikkat edilmediği takdirde kişiyi çabucak ele geçirdiğinin şuurundadırlar.
AHLÂK-I HASENE erleri Rabbimiz tarafından bizlere iki hayat hakkı tanındığını derinden idrak edenlerin arasından çıkar. Bu mesele onlar için o kadar önemlidir ki, birini diğerinden asla ayırmazlar.
Birini öteleyip diğerini yüceltmezler.
AHLÂK-I HASENE erleri sadece sıkıntılı zamanlarda yakaranlardan değil ferahlık zamanında da içtenlikle dua edenler arasından çıkarlar. Çünkü onlar için dua dar vakitlerde sıkıntı gidermek için yapılan geçici çözüm eylemi değildir. Dua onlar için Allah ile sürekli ve sağlıklı iletişim kurmanın en belirgin ispatıdır.
AHLÂK-I HASENE erleri kendilerini dünya sevgi bağından kopararak kalbin huzuru olan huşûya niyet edip bunu gerçekleştirenlerin arasından çıkarlar.
Onlar tevazunun getirdiği kalbî sekinenin talibidirler. Şatafata iltifat etmezler.
AHLÂK-I HASENE erleri nerede tegafül edip etmeyeceğini bilen insanlar arasından çıkarlar.
Bu husus onlar için o kadar belirleyicidir ki asla ıskalamak istemezler.
AHLÂK-I HASENE erleri Kur’an-ı Kerim ile kafası karışan insanlar arasından çıkarlar. Zira onlar oradan buradan öğrendiklerinden, bildiklerini sandıklarından vahye uyum sağlamadığı sürece emin olmak istemezler.
AHLÂK-I HASENE erleri, hitaplarını güçlü tutarlar. Tahkim edilmiş sözleri söylerler.
İçinde şüphe barındıran tereddütle yaralanmış ifadeler kullanmaktan özenle kaçınırlar.
AHLÂK-I HASENE erleri hayatları boyunca kendilerine kul olmaktan çıkıp Allah’a kul olma mücadelesi verenler arasından çıkarlar.
Bu zannedildiği kadar kolay değildir.
AHLÂK-I HASENE erleri meydan okumayı bilen insanların arasından çıkar.
Meydan okumayı bilmeyen ürkek kişiler yola çıksalar bile sonunu getiremezler.
AHLAK-I HASENE erleri, sınır çizme konusunda hassasiyet gösteren kişiler arasından çıkar. Bu husus onlar içindin önemlidir zira yapılamadığında en yakınından başlamak üzere ilişkide bulunulan herkesle belirli aralıklarla arızalar yaşanabileceğini bilirler.
AHLÂK-I HASENE erleri hayatı hünerle yaşayanlar arasından çıkarlar. Dünyanın tüm nimetlerinden elbette helal dairesinde yararlanırlar. Kazanırlar ve infak ederler. Zekât ve sadaka hususunda dikkatlidirler.
AHLÂK-I HASENE erleri, Rabbimizin emri gereği her meseleyi dikkatle ele alan ve sağlıklı ölçüler içerisinde akıl yürüten insanların arasından çıkarlar. Onlar aklın insanlığa lütfedilen en büyük ilahi ikram olduğunun bilincindedirler.