BEN BİR CEVİZ AĞACIYIM
Eskiden beri “eşyaların dili olsa kim bilir neler anlatırlardı acaba?” diye düşünürüm. Kullanmakta olduğum bir eşyayı defalarca üstelik de farklı maksatlarla tamamen işlevini yitirene kadar kullanmayı oldum olası sevmişimdir. Sadece süslü bardakların sergileneceği bir vitrin, bir gün ihtiyaç nedeniyle kendini kütüphaneye dönüşmüş buldu.
Uzun bir süre böyle “yaşadıktan” sonra bir giysi dolabına, bir ayakkabı dolabına ve nihayetinde de bir ofis dolabına... Bilemiyorum, belki onların da bir hikayesi olsun istiyorumdur ve bu nedenledir ömürlerini çeşitlendirip renklendirmeye çalışmam.
Peki bir nesne ya da eşya olsaydın ne olurdun diye düşündüğün oldu mu hiç?
Meselâ, İnsanların, incinmesinden korktukları için uzağından bile geçmeye imtina ettikleri bir kristal vazo mu yoksa evini sığınağa dönüştüren bir perde mi?
Bir yara bandı mısın bir başkasının yaralarını uyutmak için kendi canını kabuk yapan.
İmdat çekicisindir belki, en ölümcül anlarında sevdiklerine yetişirsin de eylemsiz kalman gerektiğinde ise seni fark etmeyişlerini zerre kadar umursamazsın.
Nazım gibi Gülhane Parkı’nda bir ceviz ağacı olabilirsin; gölgesinde oturan sevdalılara dalları ile bilgece ve şefkatle kol kanat geren.
Belki “toprak” sındır da gözleri “Dünyaları gören” bir dosta en sadık yâr; belki “su” yüreklere ferahlık serpen; bir miktar “hava” ciğerlere “hayat” dolan ya da “ateş” gönülleri aşk ile kavurup kavurup sonra dağlayan.
Yıllarca Yakub’un hasretiyle yıkanmış, Yusuf’un iffetine delil ya da nefesinin şahidi bir gömleksen meselâ bir babaya göz nuru gönül süruru da olabilmişsin demektir...
Bir tezene olmuş da gönülleri titretmişsindir belki.
Tabii ya! Gönül demişken; “ne olduğu”nun ötesinde “ne olmaktan sakınmalı”yı da belki düşünmeli.
Gönül tahtını yıkan bir balta olmamalı meselâ, yiğidin sırtına saplanan hain bir hançer, mazluma kalkan bir tokat... Mazallah.
İnsan olarak yaratılmaya şayan görülmüşse kişi kulak vermeli Gönül Dostuna;
“Gönül Çalab’ın tahtı
Çalab gönüle baktı
İki Cihan bedbahtı
Kim gönül yıkar ise”
(Yunus Emre)
Yorumlar