ZİHNİ SATIN ALABİLİR MİSİNİZ?

ZİHNİ SATIN ALABİLİR MİSİNİZ?
HATİCE FAHRUNNİSA

Düşünce, zihin, ruh... Kimileri için evrenin derinliklerine uzanan mistik kavramlar bunlar, kimileri içinse sadece beyindeki sinir hücrelerinin kimyasal oyuncağı. Ancak günümüzde, materyalist düşünce tüm benliğimizi kaplamış durumda. İktidar, teknoloji, din… Paranın girip ele geçirmediği hiçbir yer yok.  Cehennemden ibadet ve ahlaklı davranış olan salih amel ile azat olmak yerine bunun için yanmaz kefenler satın alıp onlara güvendiklerine göre bu işi de parayla çözebileceklerine inanıyorlar.
Paranın her şeyi satın alabileceğine inanılan bu dünyada, zihnin de bir fiyatı olmalı o zaman, değil mi? 
Bir bakın etrafınıza. "Zihin Geliştirici" haplar, "Düşünce Kontrolü" cihazları, hatta "Fikir Kredisi" kartları... Bunlara Kur’an-ı Kerim’in kendisinin zikir olduğundan habersiz üretilen zikirmatikleri, kendilerinin yazdıklarından başkasının yazılarının okutulmadığı cemaat dergi ve kitaplarını ekleyin. Okusanız da anlamazsınız denilen Kur’an’ı açıklayan ve sözüm ona eşdeğer tutulan binlerce ciltlik kitapları da ilave edin lütfen. 
Sözüm hak olana değil lakin her köşe başında kendini kamufle etmiş bir materyalist düşünce ürünüyle karşılaşabilirsiniz. Acaba bu ürünler gerçekten düşünceyi geliştirir mi? Gerçekten doğruyu yanlıştan ayırt etmemizi sağlayarak dosdoğru davranmamıza olanak tanıyabilir mi? Bu davranış için cesaretimizi artırabilir mi ? Yoksa bunun için de cesaret hapı mı üretildi? 
Gelin biraz düşünelim. Evet, ücretsiz düşünce, promosyon değil. Materyalist düşüncenin zirvesindeki insanlar, düşündüklerini mi satın alıyorlar? Bir fikir marketinde dolaşırken, "Bugün ne düşüneyim acaba?" diye düşünmek yerine, "Hangi düşünceyi satın alayım?" diye mi soruyorlar? Belki de zihni açmak için bir kredi alıp, birkaç ay boyunca taksitlerle ödüyorlardır. İşte bu koyun sürüsü gibi davranıp en önünde gidenler dinlerini beş kuruşa satıyorlar. 
Hayatımızı dindar geçinerek yaşarken ama tam tersi biçimde bu kadar materyalist bir bakış açısıyla yönetirken, unuttuğumuz bir şey var: Zihin bedava! Evet, duydunuz, bedava! Güneş gibi parlayan bir fikrin, rüzgâr gibi esen bir düşüncenin mali bedeli yok. Onları satın alamazsınız, çünkü onlar sadece Allah’ın bize ve evrene verdiği bir lütuf.
Zihin deyince akla evvela zekâ gelir. Her ne kadar zekâ ön bilgiler ya da ön anlamalar ile neticeye ulaşan bir yapı sergilese de kâmil akla yol açan kapılardan biridir. Ancak, bazıları zekânın şeytanın oyuncağı olduğunu savunur. Onlara göre fazla zeki olmak sadece problemleri çözmek için değil, aynı zamanda yeni problemler yaratmak için de vardır. Zekânın karanlık tarafı, insanı manipüle etme ve bencil hırslara kapılma riskini beraberinde getirir. Kimi zaman zekanın cazibesine kapılanlar, etraflarındaki insanları kandırıp sömürerek kendi çıkarları için kullanır. 
Aksi de zekayı âtıl bırakmaktır. İtidal olan amelin terkidir ki kişiyi incelikleri görmekten mahrum kılar. Zekânın şeytanın oyuncağı olup olmadığına dair tartışmalar devam ededursun, belki de asıl önemli olan zekâyı doğru ve insani bir şekilde kullanabilmektir. Aksi halde, zekâ bizi karanlık bir labirente sürükleyebilir ve sonunda kaybolabiliriz.
Doğru düşünmenin satın alınamayacağını ve bunun iman ile gerçekleşebileceğini düşünenlerdenim. Beyin akıldır ve akıl da beyin tezini ileri süren materyalist dünya görüşünün yetersiz ve önyargılı felsefesi ile de hareket edemeyeceğim. Derin ve şuurlu düşünce; sağlıklı duru bir zihin, akıl ve mantıkla değil, içsel bir denge ve inançla sağlanır. Bunun için erdem gerekir. Güzel ahlak gerekir. 
İnsanın düşünce dünyası, sadece rasyonel süreçlerle değil, aynı zamanda duygusal ve manevi boyutlarla da şekillenir. Salt bilgi birikimiyle olmaz, aynı zamanda içsel bir rehberlikle mümkündür. İman, insanın zihnini aydınlatarak, doğruyu ve yanlışı daha net görmesine yardımcı olur. Satın alınamayacak kadar değerli olan bu içsel denge ve inanç, insanı yaşamın karmaşasında doğru yolu bulmada rehberlik eder. Bazı değerler asla satın alınamaz, sadece içsel bir yolculukla bulunabilir. Bu yolculuğa irade ile başlanır, iman ile devam edilir.
Evet materyalist ve çıkarcı düşünce dünyayı ele geçirmiş olabilir. Ancak unutmayın ki, gerçek değerler bedava olanlardır. Hayatınızı zenginleştirecek düşünceleri ararken, paranızı, duygularınızı, ilginizi, imanınızı, farkındalığınızı ve dininizi cebinizde tutun ve zihninizin değerini keşfedin. Çünkü asıl servet, içimizdeki sonsuz düşünce denizinde yatar. Ve bu denizin fiyatı asla ölçülemez.
Görsel, Nicolas Bertin (French, 1668-1736)

Yazıyı Beğen :     1
Paylaş :