BİZ KONUŞURKEN

BİZ KONUŞURKEN 
HATİCE FAHRUNNİSA 

Biz konuşurken en çok neyi seviyorum biliyor musun? Gözlerime düşüp beni dikkatlice dinlemeni, kalbini açıp, işittiğini görmeyi. Bazen sorunlara çözüm üretmek konusunda çaresiz kalmış olsan bile sadece dinlemen düğümlerimi çözmeme yardımcı oluyor. Ne kadar samimi olduğunu parıldayan gözlerinden hissedebiliyorum.
Ayaktaysan yanıma oturuyorsun. Sanki sadrın o an kalbime ev sahipliği yaparmışçasına engin ve derin… Beni güvende kılıyor.  Yüzün sakin. Kıpırtısız bir deniz gibi. Özgür hissettiriyor. 
Sen beni dinlerken yargılamıyorsun biliyorum. İçinden en ufak bir tepki geçmiyor davranışlarına yansıyan.  Bu beni o kadar rahatlatıyor ki sana anlatmaktan asla çekinmiyorum, korkmuyorum. Saygıyı elden bırakmadan yapılan bu konuşmalar benim yol göstericilerim oluyor.
Sonra sanki anlattığımı sen yaşamışçasına yoğunlaşıyor fakat asla sözümü kesmiyorsun. Bazen uzun bir sessizlik oluyor. Hadi dahasını anlat içinde bir şey kalmasın dercesine bana sorular soruyorsun. Kalbimi temiz, beni kendine yeterli ve kâfi kılmak için. Anlatırsam nasıl dip bucak bir temizlik yapacağımı biliyorsun. Dahası bunu bana gösteriyorsun. Beni dinlerken sorduğun soruların tümü çözüm sunmak amacıyla olduğunu biliyorum. İçimi döküyorum sana. Tutmadan, kararsız kalmadan serbest bırakıyorum kendimi.
Bazen heyecanlanıyorum. Abartarak anlatıyorum çoğu şeyi. Gülümsüyorsun şefkatle. “Dur” diyorum nefesime ve nefsime. “Burada bir nokta koy ve doğru düşün. Doğru söyle. Doğru üslubu kullan”.
Bağımlılıklarımı sen böyle sakin dinlerken görüyorum ben. Endişelerimi, alınganlıklarımı, korkularımı… 
Melankoliye düştüğüm anlar oluyor mesela. Ya da sana çok kızdığım zamanlar oluyor. Bunlara rağmen şartsız sevgin olaylara iyi yönden bakmamı sağlıyor. 
Sen beni dinlerken ben gerçek zenginliğin ne olduğunu anlıyorum. 
Konuşma sırası sana geldiğinde ne panik ne depresif ne de abartan bir tek cümlene rastlamadım. Benden yapamayacağım hiçbir şey talep etmedin. Benim için yaptığın her şey ki buna dinlemen de dâhil fedakârlık olarak görmedin. Benim kendime acıyan ve üzülmekten korkan yapımı tetiklemedin. 
Farz edelim ki tüm bunlar oldu. Biz seninle konuşarak anlaşırız, bilirim. Hatta konuşmadan. 
Çünkü sevginin olduğu her yerde mucizelerin gerçekleştiğini de seninle öğrendim. Kalbimi sevgine açıp seninle iletişim kurduğum an bana dönüşün hep nazikçe, insancıl ve sonsuz verici oldu. Tüm mesele sana kalbimi şartsız açmam. Sonrası bilirim Allah’ın yardımı ile yumuşayan kalplerimiz mutmain olarak birbirine sarılır.
Bana vermek istediğin mesajı her zaman net verdin. Konunun etrafından dolanmadın. Bu kısa konuşmalar ve netliğin; ne istediğini, nasıl bir çözüm sunduğunu gösterirken konu üzerinde yoğunlaşmamı sağlayarak dikkatimin dağılmasına engel oldu.
Hayattan verdiğin örneklere gülümsüyorum bazen. 
Kim inanabilir ki birlikte gülebilmenin anlaşabilmenin ilk adımı olduğunu. 
Sorunlar yığını dururken kim düşünebilir gülümsemeyi?
Bir de sen konuşurken kulaklarımda yankılanan kadife sesin kelimeleri kalbime nakşediyor sanki. Sükûnetin içime huzur veriyor.
Bu huzurla geçen her an, seni bir önceki andan daha çok seviyorum.
Anlatabilmenin, anlayabilmenin, anlaşabilmenin sevincini yaşarken korkumun kaybolduğunu görüyorum. 
Biliyorum dünya burası. 
Sorunlar bitmeyecek belki lakin biz böyle güzel konuşurken böyle iyi anlaşırken her birisine yine birlikte çözüm bulacağız. 


 

Yazıyı Beğen :     0
Paylaş :