KENDİ SESİMİZLE BOĞULMAK
KENDİ SESİMİZLE BOĞULMAK
SERKANT DERVİŞOĞLU
Son on beş günüme bakınca oldukça önemli geçtiğini gördüm. Sadece benim değil , çevremdeki insanlar içinde öyleydi. Duygusal açıdan kendimizle antlaşma yaptığımız bir süreçti. Artık bazı şeyler eskisi gibi olmayacaktı ve onun gerekliliklerini yerine getirmem gerekiyordu. Sesimi çıkarmam ve bir saçmalık olduğunu dile getirmem şarttı. Eskisi gibi kendi sesimizle boğulmaktan hepimiz bıkmıştık. Bunun harekete geçirilmesi gereken bir davranış olması ve tekrar edilmesi lazımdı. Usulünce, kibarca, kırmadan, inanmış, kararlı ve haktan yana olarak elbette. İntikam alır gibi küstahça ve zalimce değil. Aman ha diyeyim, bu sefer bir çuval inciri mahvedersin küçük prens.
Haktan yana davranmak gerek, diğer türlü kirlenmiş ve menfaatlerin doğrultusunda yapmış olursun. Halbuki sana emanet edilmiş bu cevheri koruman ve yücelmen içindi sesini çıkarışın. Üzüleceğim diye korkarken düştüğün o çaresiz durum seni hasta ettiğinde ne olacak ? Zihninde yarattığın sayısız vehimle nasıl olacak peki küçük prenses?
Olmuyor işte.
Rahatsız mı oluyorsun ? Dur bir dakika demelisin kemali edeple. Bunda kızacak, ortalığı aleve verecek durum yok. Anlamadım demelisin. Ya da uykusuz gecelerde saatlerce sağa sola dönüp durursun.
Tabi karşı tarafa bunu demek kolay değil bazı insanlar için. Zaten yukarıda saydığım durumlar bu tabiatta olanlar için dile getiriyorum. Başkaları patır patır hemen söyler, belki düşünmezler bile şahsına yapılmış bir şey gibi algılar ya da sanki onun varlığının ortadan kaldırıldığını zanneder. Ve akabinde büyük bir feveran koparır. Sanki öldü gitti. Menfaatlerine ters düştüğü için hep alışmış her istediği olsun küçük prensin. Öyle bir dünya varsa bana da söyle.
Yıllar evvel önce bir sünnetçi anlatmıştı, bazı çocuklar daha masaya oturup hele birazda aklı eriyorsa, yaşları altı sekiz yaş arasında ise masadan kalkana kadar ağlardı. O kadar anlatmana rağmen sünnetçinin tamamını kesip koparacağı vehmine kapılırdı. Ve durmadan sesini yükseltme, türlü manipülasyonlar, artık durumuna göre gerekirse kavga etme gibi bir hal sergilerler. Böyle anlatınca Exorcist filmlerinde içine şeytan kaçan karakterlerin gelen rahiplere yaptığı halleri anımsattı adeta. Tabi çok abartılı ama çok ta aklıma yattı şimdi yazarken. Neyse şimdi hedef göstermeyeyim. Velhasıl bu durum karşısında ne yapacak karşısında ki kişi. Sessizliğinde boğulacak mı ? Çünkü vehim denen lanet şey ister bağır ister sessiz kal aktif çalışıyor. Belki de insanlığın en büyük sınavlarından biri bu olsa gerek. Ben bununla nasıl başa çıkacağım, kendimi mi yiyeceğim? Kendi yetmez gibi başkalarının da yersin başını çünkü. Dostlar bu vehim yüzünden savaşlar bile çıktı öyle hafife almayın çok fena bir şeydir.
Hakikaten insanlığın en bela sorunudur. Vehimle başa çıkmak için olabildiğince zihninizin temiz kalması gerekir. Zaten bütün mistik öğretiler bu zihni temiz tutmak için yırtınıyorlar. Temiz olursan iyi düşünür ne yapılması gerekiyorsa onu yapmayı akıl eder cesaret göstererek de adâletli bir şekilde durumu aydınlığa kavuşturursun.
Artık bundan sonra bu disiplini koruyacak erdemleri yakaladıktan sonra böyle cesaretli bir şekilde yol almaya gayret etmek bizim selametimiz için çok önemli. Eğer o mağaraya tekrar geri dönmek istemiyorsan azizim. Mevcut olan sana bahşedilene ihanet etmeden yol alman hem senin hem etrafın için faydalı olacaktır.
Hiç mağaraya girdiniz mi bilmiyorum. Eğer bir gün nasip olursa kendinizin o sessizlikte ne kadar ses çıkardığınıza dikkat edin. Kendi sesinizden ürkeceksiniz eminim. Şunu bilin ki gerçek mağaraya girmeden farkında olamıyoruz. Orada kalıyoruz bu sesle. İnanamazsınız duyduklarınıza. Kendi sesinizde boğulur kalırsınız. Hatta abartır, bundan beslenen bir parazit bile olabiliriz. Parazit filmini mutlaka bir izleyin derim çok güzel anlatmış bu yazdıklarımı .
Velhasıl toparlayacak olursak eğer hep böyle davranmışsak, neden bu sefer de gerçekten şefkatli ve dengeli bir şekilde konuşan taraf olmayı denemeyelim. Bahçeye çıkıp, temiz hava almayalım ne kaybederiz. Bence hiçbir şey hatta çok huzurlu bile uyuruz rahatlamış bir şekilde. Kimse baki değil ne olacak yani.
Dur, fark et, anla, korkma cesur ol, adil ol ve disiplinli bir şekilde acele etmeden kararlı bir şekilde kendini geliştirerek yola devam et.
*Resim: Quarrel of Achilles and Agamemnon (ca. 1832) William Page (American, 1811-1885)
Yorumlar