PAYLAŞMA-MAK
"Hayatı sanki hiç veda etmeyecek gibi yaşama sanatı" diye bir ders olsa tam da şu anda yaşadığımız gibi olurdu sanırım.
Gözlem / İlim / Şahitlik
"Hayatı sanki hiç veda etmeyecek gibi yaşama sanatı" diye bir ders olsa tam da şu anda yaşadığımız gibi olurdu sanırım.
Elbette tamamını değil lakin kopyalamış bir hayatı yaşıyoruz sanki. Basitlikle sadeliğin ayrımını yapmadan, akıl yürüttüğümüz konularda verdiğimiz hükümler gerçek olmadığı halde gerçekliğimizi oluşturuyor bir süre sonra.
Bu hafta sağlıklı bir yaşam için yürümenin faydalarından bahsedeceğim. Hep kendini bil, hep içe yönel, neyim ben diye sor, gibi konuların senin için ne kadar sıkıcı ve anlamsız olduğunun farkındayım küçük prens.
Kimileri için Ege’de bir yaşamdır huzur, kimisi için yalnız kalmak. Kimisi için finansal özgürlük, kimisi için sağlıklı olmak. Kimisi için sevdikleriyle beraber yaşamaktır.
“Her gün bir yerden göçmek ne iyi. Her gün bir yere konmak ne güzel. Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş. Dünle beraber gitti, cancağızım, Ne kadar söz varsa düne ait. Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.”
Hz Mevlana
Bir ilişkiyi ayakta tutan şey, ortak hikâyeler değil, bu hikâyelerin içinde saklanan duygulardır.
Bir an için peygamberleri sadece herhangi bir dinin yol göstericisi olarak değil de günlük yaşantılarına baksak nasıl olurdu? Bunun kolay olduğunu söylemiyorum. İnananları küçük düşürmeye çalışanların argümanları geldiği zannına kapılıp hemen duygusal savunmaya geçmeyelim
Muhtemeldir ki başlığı görür görmez aklınıza hemen 7’den 70'e geniş hayran kitlesine sahip bir çizgi roman kahramanı “Örümcek Adam" gelmiştir. Hatırlamayanlar için kısa bir özet.
Olimpiyatların bittiği şu günlerde inanılmaz anlara şahit olduk. Sevinçler, üzüntüler, milli gururlar, tek yürek hissedişler... Farklı farklı ülkelerden insanların tek bir amaç etrafında bir araya gelip mücadele edişlerine şahit olmanın mutluluğunu yaşamak olağanüstü bir durumdu adeta
Her insanın yolculuğu farklıdır, inanın buna. Ortak bir havuzun içinde olsak da aynı mesleklere sahip olsak da ırklarımız, dinlerimiz, cinsiyetlerimiz ya da tuttuğumuz takımlar aynı olsa da her birimizin yolculuğu mucizevi şekilde farklıdır.
Durduğun yer ne kadar sağlam yapılmış küçük prens? Kendi inşa ettiğin yapı ne kadar sağlam inşa edildi. Peki o yapıyı sen mi inşa ettin?
İmalatta kullanılan hammadde bakımından ve biçimsel olarak birbirinden çok farklı iki nesne; kavanoz ve kapağı. Ayrı ayrı incelendiklerinde alakasız gibi görünen bu iki nesne, ancak buluştuklarında mantıklı bir iş birliğini ifade eder. Biri olmadan diğeri bir işe yaramaz.
Şimdi de görülecek bir yere çöp kutusunu bırakanlara seslenelim. İlk olarak, siz bir çöp kutusu değilsiniz! Bunu kendinize, namazdaki tesbih duası gibi tekrar edin. Bu bir fetva ya da tavsiye değildir ama otuz üç defa "Ben bir çöp kovası değilim" diyebilirsiniz. Şimdiden, Rabbim dualarınızı kabul etsin, amin. Çünkü bu tayfa, dua ehli olacak bir grup; bir fark etseler kendilerini
Geçen gece dost meclisindeydim yine; konu aşka geldi.
İnsanın , insani aşktan rahmani aşka yolculuğunu konuştuk.
Gelelim bize ve bizim ne yaptığımıza... Gerçekten durduğun yerden daha ne kadar sızlanıp duracaksın? Hakikaten bir Mesih'in gelip seni kurtaracağına inanıyor musun? Ve ömrünü onu bekleyerek mi geçireceksin? Bu arada, hala bekleyenler var, dini vecibe gibiymiş gibi bekliyorlar.
Nasıl söylenir bilemiyorum ama direkt söyleyeceğim. Şu içinizdekileri bir salın artık. Tamamen içsel rahatlama olsun diye yazıyorum, ben de ne yapayım, burada içimdekileri salabiliyorum. İnanın, yazarak çok rahatlayabilirsiniz. İnşallah. Tabi her zaman işe yaramayabilir, ama en azından ortalığa dökülür, bir yüzleşme olur.